English    Türkçe    فارسی   

3
3263-3272

  • تا رهاند پاش را از زخم مار ** ای خنک عقلی که باشد بی غبار
  • Tavşancıl, Peygamber’in ayağını yılan sokmasın diye pabucu kaptı, toza, toprağa bulanmamış akla ne mutlu!
  • گفت لا تاسوا علی ما فاتکم ** ان اتی السرحان واردی شاتکم
  • Allah, “Kaybettiğiniz şeylere eseflenmeyin, hatta kurt gelse de keçinizi yese bile“ buyurdu.
  • کان بلا دفع بلاهای بزرگ ** و آن زیان منع زیانهای سترگ 3265
  • O belâ, daha büyük belâları defetmek, o ziyan daha dehşetli ziyanları menetmek içindir.
  • استدعاء آن مرد از موسی زبان بهایم با طیور
  • Bir adamın, Musa’dan hayvanların, kuşların dillerini öğrenmeyi istemesi
  • گفت موسی را یکی مرد جوان ** که بیاموزم زبان جانوران
  • Musa’ya bir delikanlı dedi ki: “Hayvanların dillerini öğrenmek istiyorum.
  • تا بود کز بانگ حیوانات و دد ** عبرتی حاصل کنم در دین خود
  • Bu suretle kurdun, kuşun sözlerini duyayım da dinime ait işlerde ibret sahibi olayım.
  • چون زبانهای بنی آدم همه ** در پی آبست و نان و دمدمه
  • Çünkü Âdemoğulları’nın bütün sözleri, suya, ekmeğe, şana, şerefe ait.
  • بوک حیوانات را دردی دگر ** باشد از تدبیر هنگام گذر
  • Belki hayvanların bu dünyadan göçme zamanındaki tedbirleri, bu tedbirler yüzünden başka bir dertleri var!“
  • گفت موسی رو گذر کن زین هوس ** کین خطر دارد بسی در پیش و پس 3270
  • Musa, “Hadi efendim, hadi… Vazgeç bu hevesten… Bunun önünde, sonunda pek çok tehlikesi var.
  • عبرت و بیداری از یزدان طلب ** نه از کتاب و از مقال و حرف و لب
  • İbret almayı, uyanmayı Allah’tan dile… Kitaptan, sözden, harften, duraktan değil!“ dedi.
  • گرم‌تر شد مرد زان منعش که کرد ** گرم‌تر گردد همی از منع مرد
  • Adam, Musa menettikçe kızıştı, üstüne düştü. Zaten insan, bir şey menedildi mi, o şeye haris olur, büsbütün üstüne düşer!