English    Türkçe    فارسی   

4
2826-2835

  • تا جمادات دگر را بی لباس ** چون عصا و سنگ داری از قیاس
  • Bunları gör de diğer cansız şeyleri de şüphesiz bir halde sopaya, taşa kıyas et!
  • طاعت سنگ و عصا ظاهر شود ** وز جمادات دگر مخبر شود
  • Taşla sopanın itaati meydana çıkar, görünürde öbür cansız şeylerin halinde de haber verir...
  • که ز یزدان آگهیم و طایعیم ** ما همه نی اتفاقی ضایعیم
  • Onlar da “Biz, Tanrı’yı biliriz, ona itaat ederiz... hepimiz de tesadüfen halk edilmiş abes şeyler değiliz” derler.
  • هم‌چو آب نیل دانی وقت غرق ** کو میان هر دو امت کرد فرق
  • Nil suyuna bak da anla... boğarken iki ümmetin arasını ayırt etti ya!
  • چون زمین دانیش دانا وقت خسف ** در حق قارون که قهرش کرد و نسف 2830
  • Yer, nasıl Karun’u kahredip sömürdü; onu nasıl bildiyse Nil’i de öyle bilgi sahibi bil.
  • چون قمر که امر بشنید و شتافت ** پس دو نیمه گشت بر چرخ و شکافت
  • Ay da öyle... emri duyunca derhal gökyüzünde yarıldı, ikiye bölündü ya.
  • چون درخت و سنگ کاندر هر مقام ** مصطفی را کرده ظاهرالسلام
  • Nerede bir ağaç ve taş varsa Mustafa’yı görünce apaçık selâm verdi ya! İşte cansızların hepsini de böyle bil, böyle tanı!
  • جواب دهری کی منکر الوهیت است و عالم را قدیم می‌گوید
  • Tanrı varlığını inkâr eden ve âleme evvel, yok diyen Dehri’ye cevap
  • دی یکی می‌گفت عالم حادثست ** فانیست این چرخ و حقش وارثست
  • Dün birisi, âlem, sonradan yaratıldı... bu gökyüzü fânidir, vârisi Hak’dır diyordu.
  • فلسفیی گفت چون دانی حدوث ** حادثی ابر چون داند غیوث
  • Bir filozof dedi ki: Sonradan yaratıldığını nasıl biliyorsun? Yağmur,bulutun sonradan yaratıldığını nasıl bilir?
  • ذره‌ای خود نیستی از انقلاب ** تو چه می‌دانی حدوث آفتاب 2835
  • Bu değişip duran âlemden sen, bir zerre bile değilsin... öyle olduğu halde güneşin sonradan yaratıldığını ne bilirsin ki?