English    Türkçe    فارسی   

2
1932-1941

  • اژدهایی خرس را در می‏کشید ** شیر مردی رفت و فریادش رسید
  • Bir ejderha bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri, giderken ayının bağırmasını duydu.
  • شیر مردانند در عالم مدد ** آن زمان کافغان مظلومان رسد
  • Âlemde düşkünlere yardımcı erler vardır. Onlar, mazlumlar feryat ettiler mi derhal yetişirler.
  • بانگ مظلومان ز هر جا بشنوند ** آن طرف چون رحمت حق می‏دوند
  • Mazlumların seslerini her yerden işitirler, Hak rahmeti gibi o tarafa koşarlar.
  • آن ستونهای خللهای جهان ** آن طبیبان مرضهای نهان‏ 1935
  • Âlemin sarsıntılarına, yıkıntılarına direk, destek olan, gizli dertlerin tabibi bulunan o erler;
  • محض مهر و داوری و رحمتند ** همچو حق بی‏علت و بی‏رشوتند
  • Muhabbetin, adaletin, rahmetin ta kendisidirler. Onlar, Hak gibi illetsiz, rüşvetsiz kişilerdir.
  • این چه یاری می‏کنی یک بارگیش ** گوید از بهر غم و بی‏چارگیش‏
  • Onlardan birine “Can ve gönülden ettiğin bu yardım için, neden yardım ediyorsun?” denilse ancak “ yardım isteyenin gamından, çaresizliğinden” der.
  • مهربانی شد شکار شیر مرد ** در جهان دارو نجوید غیر درد
  • Erin avı merhamettir. İlaç, âlemde dertten başka bir şey aramaz.
  • هر کجا دردی دوا آن جا رود ** هر کجا پستی است آب آن جا دود
  • Nerede bir dert varsa, deva oraya gider. Su, neresi alçaksa, oraya akar.
  • آب رحمت بایدت رو پست شو ** و آن گهان خور خمر رحمت مست شو 1940
  • Sana da rahmet suyu gerekse yürü, alçal da sonra rahmet suyunu iç, sarhoş ol.
  • رحمت اندر رحمت آمد تا به سر ** بر یکی رحمت فرومای ای پسر
  • Ta başa kadar rahmet içinde rahmet var. Oğul, bir tek rahmete dalma, bir tek rahmete kani olma.