English    Türkçe    فارسی   

2
774-783

  • او چو موسی و تنش فرعون او ** او به بیرون می‏دود که کو عدو
  • O, adam Firavuna benzer, bedeni de Musa’ya. Böyle olduğu halde dışarıda “ Nerede düşman?” diye koşmaktadır. Nefsi ten evinde nazla, naimle beslenmektedir.
  • نفسش اندر خانه‏ی تن نازنین ** بر دگر کس دست می‏خاید به کین‏ 775
  • Nefsi ten evinde nazla, naimle beslenmektedir, kendisi başkalarına kin güdüp elini ısırmakta.
  • ملامت کردن مردم شخصی را که مادرش را کشت به تهمت
  • Halkın, bir töhmet yüzünden anasını öldüren kişiyi kınaması
  • آن یکی از خشم مادر را بکشت ** هم به زخم خنجر و هم زخم مشت‏
  • Birisi, kızgınlıkla anasına hançerleyerek, döverek öldürdü.
  • آن یکی گفتش که از بد گوهری ** یاد ناوردی تو حق مادری‏
  • Biri ona “ Huyunun kötülüğü yüzünden ana hakkını gözetmedin.
  • هی تو مادر را چرا کشتی بگو ** او چه کرد آخر بگو ای زشت خو
  • Çirkin herif, ananı neden öldürdün! Niye söylemiyorsun, o sana ne yaptı ki?” dedi.
  • گفت کاری کرد کان عار وی است ** کشتمش کان خاک ستار وی است‏
  • Adam “ Çok ayıp bir iş işledi, bende onu öldürdüm. Ayıbını toprak örtsün” diye cevap verdi.
  • گفت آن کس را بکش ای محتشم ** گفت پس هر روز مردی را کشم‏ 780
  • Kınayan “Be adam, ananı öldüreceğine o kişiyi öldürseydin” deyince dedi ki: “Her gün başka birisini mi öldüreyim?
  • کشتم او را رستم از خونهای خلق ** نای او برم به است از نای خلق‏
  • Onu öldürdüm, halkın kanına girmekten kurtuldum; halkın boğazını keseceğime onu boğazladım, bu daha iyi!”
  • نفس تست آن مادر بد خاصیت ** که فساد اوست در هر ناحیت‏
  • O kötü huylu ana, fesadı her tarafta zahir olan nefsindir.
  • هین بکش او را که بهر آن دنی ** هر دمی قصد عزیزی می‏کنی‏
  • Her an onun için bir azize kastedip duruyorsun; kendine gel, onu öldür!