- Şehri bırakıp çıktılar, koşa koşa bir köye geldiler.
- شهر را هشتند و بیرون آمدند ** در هزیمت در دهی اندر شدند
- O köyde semiz bir kuş buldular. Kuş pek semizdi, vücudunda zerre kadar et yoktu, öyle arıktı ki!
- اندر آن ده مرغ فربه یافتند ** لیک ذرهی گوشت بر وی نه نژند
- Ölmüş bir kuştu, kargaların gagalamasından kemikleri bile incelmiş, ipliğe dönmüştü. 2620
- مرغ مردهی خشک وز زخم کلاغ ** استخوانها زار گشته چون پناغ
- Aslanların avlarını yemesi gibi o kuşu yediler… Üçü de tok filler gibi semirip şiştiler.
- زان همیخوردند چون از صید شیر ** هر یکی از خوردنش چون پیل سیر
- Üçü de üç tane besili, semiz ve büyük file döndüler!
- هر سه زان خوردند و بس فربه شدند ** چون سه پیل بس بزرگ و مه شدند
- Üç genç de öyle semirdi, öyle şişmanladı ki şişmanlıktan âleme sığamaz oldular!
- آنچنان کز فربهی هر یک جوان ** در نگنجیدی ز زفتی در جهان
- Bu kadar şişmanlıkta, bu koskocaman kelleyle, kulakla, bu iri yedi endamla beraber kapının çatlağından süzülüp geçtiler!
- با چنین گبزی و هفت اندام زفت ** از شکاف در برون جستند و رفت
- Ölüm de halka görünmez, ölümün yolu da gizlidir. Ölüm de göze gelmez… Acayip bir çıkış yeridir. 2625
- راه مرگ خلق ناپیدا رهیست ** در نظر ناید که آن بیجا رهیست
- İşte bak, kervanlar birbiri ardına ulanmış, o kapının gizli çatlağından geçip gitmede!
- نک پیاپی کاروانها مقتفی ** زین شکاف در که هست آن مختفی
- Fakat o çatlağı arasan göremezsen. Pek gizlidir ama ondan bunca kişileri geçirdiler, gelin evine güvey götürür gibi götürdüler.
- بر در ار جویی نیابی آن شکاف ** سخت ناپیدا و زو چندین زفاف
- Uzaktakini bile gören köle, keskin kulaklı sağır, uzun elbiseli çıplağın açıklanması
- شرح آن کور دوربین و آن کر تیزشنو و آن برهنه دراز دامن