نیست امکان واکشیدن این لگام ** گر چه زین ره تنگ میآیند عام
Halk, bu yolda umumiyetle dara düşse de yine yuları geri çekmeye imkân yoktur.
دیده این شاهان ز عامه خوف جان ** کاین گره کورند و شاهان بینشان
Bu padişahların hepsi, halktan can korkusuna düştüler. Çünkü bu güruh kördür, padişahların da nişanı yok!
چون که حکم اندر کف رندان بود ** لاجرم ذو النون در زندان بود
Hüküm külhaniler eline geçince nihayet Zünnun zindana düştü.
یک سواره میرود شاه عظیم ** در کف طفلان چنین در یتیم
Bir tek ulu padişah, tek başına atına binmiş, gitmekte. Ardına düşen, ona uyan yok. Böyle bir eşi bulunmaz inci, çocukların eline düşmüş. Kadrini bilen anlayan yok.
در چه دریا نهان در قطرهای ** آفتابی مخفی اندر ذرهای1395
İnci de nedir ki? Bir katrada gizlenmiş bir deniz.. bir zerreye sığmış güneş!
آفتابی خویش را ذره نمود ** و اندک اندک روی خود را بر گشود
Öyle bir güneş ki kendisini zerre gösterdi de yavaş, yavaş yüzünü açtı.
جملهی ذرات در وی محو شد ** عالم از وی مست گشت و صحو شد
Bütün zerreler, onda yok oldu. Âlem, onun yüzünden sarhoş oldu, onun yüzünden kendisine geldi.
چون قلم در دست غداری بود ** بیگمان منصور بر داری بود
Fakat kalem, bir gaddarın elinde oldu mu şüphe yok, Mansur, dâra çekilir.
چون سفیهان راست این کار و کیا ** لازم آمد یقتلون الأنبیاء
Bu hüküm, bu hükümet, kötü kişilerin elinde oldukça elbette peygamberleri öldürmek lâzım.
انبیا را گفته قومی راه گم ** از سفه إنا تطیرنا بکم1400
Yol azıtmış kavim, aptallıklarından peygamberlere “ Biz, sizi şom bilmekteyiz. Bize sizin yüzünüzden kötülük geliyor” dedi.
جهل ترسا بین امان انگیخته ** ز آن خداوندی که گشت آویخته
Hıristiyanların cehaletine bak ki asılan bir Allahtan medet ummaktadır.
چون به قول اوست مصلوب جهود ** پس مر او را امن کی تاند نمود
Çünkü onlarca İsa’yı Yahudiler asmıştır. Peki, iş böyleyse ona kim imdat etsin?
چون دل آن شاه ز ایشان خون بود ** عصمت و أنت فیهم چون بود
O padişahın yüreği, onların yüzünden kan olunca “ Sen, onların içinde oldukça Allah onlara azap göndermez” hükmü nasıl olur da sürüp gider?
زر خالص را و زرگر را خطر ** باشد از قلاب خاین بیشتر
Hain kalpazandan, halis altınla kuyumcu, daha fazla korkar.
یوسفان از رشک زشتان مخفیند ** کز عدو خوبان در آتش میزیند1405
Yusuflar, çirkin kişilerin hasedinden korkup gizlenirler. Güzeller, düşman korkusundan ateş içinde yaşarlar.
یوسفان از مکر اخوان در چهاند ** کز حسد یوسف به گرگان میدهند
Yusuflar, kardeşlerinin hilesi yüzünden kuyuya düşmüşlerdir. Çünkü o kardeşler, hasetlerinden Yusuf’u kurtlara verip dururlar.
از حسد بر یوسف مصری چه رفت ** این حسد اندر کمین گرگی است زفت
Hasetten Mısır Yusuf’unun başına neler geldi? Bu haset, pusuya yatmış büyük bir kurttur.
لاجرم زین گرگ یعقوب حلیم ** داشت بر یوسف همیشه خوف و بیم
Hulâsa halîm Yakup, Yusuf’a bir şey yapmasın diye bu kurttan daima korkar.
گرگ ظاهر گرد یوسف خود نگشت ** این حسد در فعل از گرگان گذشت
Zahiri kurt, Yusuf’un etrafında dönüp dolaşmadı. Fakat bu haset, işlediği işle kurtları da geçti!
رحم کرد این گرگ و ز عذر لبق ** آمده که إنا ذهبنا نستبق1410
Bu haset kurdu, Yusuf’u yaraladı da “ Biz onu elbiselerimizin başında bırakmış, gitmiştik, kurt kapmış” diye tatlı sözlerle özür serdetti.
صد هزاران گرگ را این مکر نیست ** عاقبت رسوا شود این گرگ بیست
Bu hile, yüz binlerce kurtta bile yok Hele dur, bak, bu kurt sonunda nasıl rüsvay olur!
ز انکه حشر حاسدان روز گزند ** بیگمان بر صورت گرگان کنند
Ondan dolayı herkesin yaptığı kötülüğün zararını göreceği gün hasetçiler, muhakkak kurt şeklinde haşredileceklerdir.
حشر پر حرص خس مردار خوار ** صورت خوکی بود روز شمار
Hırsla dolu aşağılık ve haram yiyici kişi, o sayı günü domuz şeklinde,
زانیان را گند اندام نهان ** خمر خواران را بود گند دهان
Zina edenler, avret yerleri kokarak, şarap içenler, ağızları kokarak dirilirler.
گند مخفی کان به دلها میرسید ** گشت اندر حشر محسوس و پدید1415
Gönüllerin duyduğu o gizli koku, mahşerde açığa çıkar, duyulur.