یا گواه و حجتی بنما که این ** جنس آب است و از آن ماء معین3595
Yahut “Kadehtekinin su, o içilen güzel, berrak su olduğuna dair bana bir delil göster!” der mi?
یا به طفل شیر مادر بانگ زد ** که بیا من مادرم هان ای ولد
Ana, süt emer çocuğuna “Gel yavrum, süt em, ben senin ananım” dese,
طفل گوید مادرا حجت بیار ** تا که با شیرت بگیرم من قرار
Çocuk “Ana, sütünü emersem karnım doyacak mı bir delil göster!” der mi?
در دل هر امتی کز حق مزه ست ** روی و آواز پیمبر معجزه ست
Her ümmetin gönlünde Hak’tan bir tat vardır. Peygamberlerin yüzü ve sesi de mucizedir.
چون پیمبر از برون بانگی زند ** جان امت در درون سجده کند
Peygamber, dışardan seslendi mi ümmetin canı, içerden secde eder.
ز انکه جنس بانگ او اندر جهان ** از کسی نشنیده باشد گوش جان3600
Çünkü can kulağı, âlemde hiç kimseden o sese benzer bir ses duymamıştır.
آن غریب از ذوق آواز غریب ** از زبان حق شنود انی قریب
O misilsiz ruh, o misli olmayan sesten neşelenir, Allah’a yaklaşır.
سجده کردن یحیی علیه السلام در شکم مادر مسیح را علیه السلام
Yahya aleyhisselâm’ın, anasının karnındayken İsa aleyhisselâm’a secde etmesi
مادر یحیی به مریم در نهفت ** پیشتر از وضع حمل خویش گفت
Yahya’nın anası, Meryem’e hamlini vazetmeden az önce gizlice dedi ki:
که یقین دیدم درون تو شهی است ** کاو اولو العزم و رسول آگهی است
“Karnında bir padişah var. Ülülazm ve her şeyi bilen bir peygamberdir. Ben bunu yakinen gördüm.
چون برابر اوفتادم با تو من ** کرد سجده حمل من اندر زمن
Sana rastlayınca karnımda ki çocuğum hemen secdeye vardı.
این جنین مر آن جنین را سجده کرد ** کز سجودش در تنم افتاد درد3605
Karnımdaki çocuk, karnındaki çocuğa secde etti. Secdesinden bedenime titreme düştü”
گفت مریم من درون خویش هم ** سجدهای دیدم از این طفل شکم
Meryem de “Ben de karnımdaki çocuğun secde ettiğini hissettim” dedi.
اشکال آوردن بر این قصه
Buna karşı şüphe
ابلهان گویند کاین افسانه را ** خط بکش زیرا دروغ است و خطا
Ahmaklar derler ki: “Bırak şu masalı. Yalan, yanlış.
ز انکه مریم وقت وضع حمل خویش ** بود از بیگانه دور و هم ز خویش
Meryem, doğuracağı zaman yabancıdan da uzaktı, akrabadan da.
از برون شهر آن شیرین فسون ** تا نشد فارغ نیامد خود درون
O güzel hatun şehirden dışarı çıktı. Doğurmadıkça şehre girmedi.
چون بزادش آن گهانش بر کنار ** بر گرفت و برد تا پیش تبار3610
Doğurunca yavrusunu kucağına alıp, bağrına basıp soyunun, sopunun yanına geldi.
مادر یحیی کجا دیدش که تا ** گوید او را این سخن در ماجرا
Yahya’nın anası, onu nerede gördü de bu hikâyeyi anlattı, bu sözü söyledi?”
جواب اشکال
Bu şüpheye verilen cevap
این بداند کان که اهل خاطر است ** غایب آفاق او را حاضر است
Bunu ilhama mazhar olan, afakta, gayp âleminde bulunan şeyleri yanındaymış gibi bilen kişi anlar.
پیش مریم حاضر آید در نظر ** مادر یحیی که دور است از بصر
Yahya’nın anası, uzakta olmakla beraber Meryem’in yanında bulunabilir.
دیدهها بسته ببیند دوست را ** چون مشبک کرده باشد پوست را
Vücut, göz göz olunca gözler kapalı olduğu halde de sevgilinin yüzü görülebilir.
ور ندیدش نه از برون نز اندرون ** از حکایت گیر معنی ای زبون3615
Mamafih baş gözüyle de göremediğini, can gözüyle de göremediğini farz et, ne çıkar? Ey düşkün, sen kısadan hisse almaya bak!
نه چنان کافسانهها بشنیده بود ** همچو شین بر نقش آن چسبیده بود
Kıssaları duyup “Nakış” kelimesine “Ş” harfinin eklendiği gibi o kıssaların suretine bağlanan, dış yüzüne kapılan kişiye benzeme.
تا همیگفت آن کلیله بیزبان ** چون سخن نوشد ز دمنه بیبیان
Dilsiz Dimne, Kelile’ye nasıl söz söyler? Söz söylemekten aciz Dinme, Kelile’ye meramını nasıl anlatırdı?
ور بدانستند لحن همدگر ** فهم آن چون کرد بینطقی بشر
Tutalım, bunlar, birbirlerinin sözlerini anladılar, söz söylemeden meramlarını ifade eden bu hayvanların ne demek istediklerini insan nasıl anlayabilir?
در میان شیر و گاو آن دمنه چون ** شد رسول و خواند بر هر دو فسون
Dimne, aslanla öküz arasında nasıl bir elçi oldu, ikisini de nasıl kandırdı?