شیخ گفتا از کجا آرم درم ** وام دارم میروم سوی عدم
Şeyh dedi ki: “Parayı nerden bulayım? Ben borçlu bir adamım,aynı zamanda ölüyorum!”
کودک از غم زد طبق را بر زمین ** ناله و گریه بر آورد و حنین
Çocuk derdinden tabağı yere vurdu, feryat ve figana başladı.
میگریست از غبن کودک های های ** کای مرا بشکسته بودی هر دو پای
Eleminden hayhayla ağlamaya koyuldu, ”Keşke iki ayağım da kırılaydı,
کاشکی من گرد گلخن گشتمی ** بر در این خانقه نگذشتمی
Keşke külhana gideydim de tekkenin kapısından geçmez olaydım” diyordu.
صوفیان طبل خوار لقمه جو ** سگ دلان و همچو گربه روی شو 405
Boğazına düşkün, yemeye alışkın sofiler, köpek gönüllüdürler, fakat kedi gibi yüzlerini yıkarklar, temiz görünürler.
از غریو کودک آن جا خیر و شر ** گرد آمد گشت بر کودک حشر
Çocuğun feryadından hırlı, hırsız birçok kişi başına toplandı.
پیش شیخ آمد که ای شیخ درشت ** تو یقین دان که مرا استاد کشت
Çocuk, ”Ey kötü Şeyh, beni ustam muhakkak öldürür.
گر روم من پیش او دست تهی ** او مرا بکشد اجازت میدهی
Eğer yanına eli boş gidersem beni keser, buna razı mısın?” diyordu.
و آن غریمان هم به انکار و جحود ** رو به شیخ آورده کاین باری چه بود
Borçlular da inkâra düşüp Şeyh’e yüz çevirerek “Bu ne oyun ki?
مال ما خوردی مظالم میبری ** از چه بود این ظلم دیگر بر سری 410
Bizim malımızı yedin, borçlu gidiyorsun. Böyle olduğu halde neden başka bir zulümde daha bulundun?” diyorlardı.
تا نماز دیگر آن کودک گریست ** شیخ دیده بست و در وی ننگریست
Çocuk ikindi namazı vaktine kadar ağladı.Şeyh’e gelince,gözlerini yummuş,ona hiç bakmıyordu.
شیخ فارغ از جفا و از خلاف ** در کشیده روی چون مه در لحاف
Bu cefaya, bu aykırı işe aldırış etmemekteydi. Ay gibi yüzünü yorganın içine çekmişti.
با ازل خوش با اجل خوش شاد کام ** فارغ از تشنیع و گفت خاص و عام
Ezelle hoş, ecelle sevinçli, havas ve acamın kınamasından, dedikodusundan el ayak çekmiş!
آن که جان در روی او خندد چو قند ** از ترش رویی خلقش چه گزند
Can, bir adamın yüzüne gülerse, ona halkın ekşi suratlı oluşundan ne zarar.
آن که جان بوسه دهد بر چشم او ** کی خورد غم از فلک وز خشم او 415
Can birisini öperse, felekten, feleğin hışmından gam yer mi?
در شب مهتاب مه را بر سماک ** از سگان و عوعو ایشان چه باک
Mehtaplı gecede ay, Simâk burcundayken köpeklerden, köpeklerin havlamasından ne korkusu olur?
سگ وظیفهی خود به جا میآورد ** مه وظیفهی خود به رخ میگسترد
Köpek vazifesini yerine getirir, ay da ışığını yere döşeyip durur.
کارک خود میگزارد هر کسی ** آب نگذارد صفا بهر خسی
Herkes kendi işceğizini görür. Su, bir çöp için durulduğunu terk etmez.
خس خسانه میرود بر روی آب ** آب صافی میرود بیاضطراب
Çöp, çöpçesine su üstünde yürür durur, sâf su da bulanmadan akıp gider.
مصطفی مه میشکافد نیم شب ** ژاژ میخاید ز کینه بو لهب 420
Mustafa, gece yarısı ayı ikiye böler; Ebulehep, kininden saçma sapan söylenir!
آن مسیحا مرده زنده میکند ** و آن جهود از خشم سبلت میکند
İsa ölüyü diriltir; Yahudi, hiddetinden sakalını yolar.
بانگ سگ هرگز رسد در گوش ماه ** خاصه ماهی کاو بود خاص اله
Köpeğin sesi ayın kulağına girer mi? Hele o ay, Allah hası olursa..
میخورد شه بر لب جو تا سحر ** در سماع از بانگ چغزان بیخبر
Padişah, sabaha kadar musiki âlemi yapar, su kenarında şarap içer, kurbağaların seslerinden haberi bile olmaz.
هم شدی توزیع کودک دانگ چند ** همت شیخ آن سخا را کرد بند
Çocuğun parası, orada bulunanlara müsaviyen takdim edilseydi herkese birkaç akçe düşerdi, çocuk da parasını alırdı. Fakat Şeyh’in himmeti bu cömertliği de bağladı.
تا کسی ندهد به کودک هیچ چیز ** قوت پیران از این بیش است نیز 425
Bu suretle kimse çocuğa bir şey vermedi. Pirlerin kuvveti bundan da fazladır.