-
این مثال آورد ابلیس لعین ** تا که شد ملعون حق تا یوم دین
- İblis de bu misali getirdi de kıyamete kadar melun oldu.
-
این مثال آورد قارون از لجاج ** تا فرو شد در زمین با تخت و تاج
- Karun da inat etti, bu misali getirdi de tacıyla, tahtıyla yere geçti.
-
این مثالت را چو زاغ و بوم دان ** که ازیشان پست شد صد خاندان
- Sen bu getirdiğin misali kuzgun ve baykuş bil… Onların yüzünden yüzlerce ev bark yıkıldı, yerle yeksan oldu!
-
مثلها زدن قوم نوح باستهزا در زمان کشتی ساختن
- Nuh, gemi yaparken kavminin misaller getirerek alay etmesi
-
نوح اندر بادیه کشتی بساخت ** صد مثلگو از پی تسخیر بتاخت 2795
- Nuh ovada gemi yaparken yüzlerce kişi başına üşüşüp misal getirerek alaya kalkıştılar.
-
در بیابانی که چاه آب نیست ** میکند کشتی چه نادان و ابلهیست
- “Kuyu bile bulunmayan bir ovada gemi yapıyor, bu ne bilgisiz aptal!” dediler.
-
آن یکی میگفت ای کشتی بتاز ** و آن یکی میگفت پرش هم بساز
- Biri diyordu ki. “Gemi, hadi yürü koş!” Öbürü diyordu ki: “Bu gemiye bir de kanat tak!”
-
او همیگفت این به فرمان خداست ** این بچربکها نخواهد گشت کاست
- Nuh da “Ben, bunu Allah emriyle yapıyorum, bu alaylarla işime kesat gelmez” demekteydi.
-
حکایت آن دزد کی پرسیدند چه میکنی نیمشب در بن این دیوار گفت دهل میزنم
- Bir hırsıza "Gece yarısı bu duvar dibinde ne yapıyorsun?" demeleri, hırsızın "davul çalıyorum" demesi
-
این مثل بشنو که شب دزدی عنید ** در بن دیوار حفره میبرید
- Şu hikâyeyi dinle de bak! Hırsızlığa alışmış herifin biri bir gece bir duvarın dibini delmekteydi.
-
نیمبیداری که او رنجور بود ** طقطق آهستهاش را میشنود 2800
- Hasta ev sahibi, gece yarısı yavaş, yavaş bir tak taktır duydu.
-
رفت بر بام و فرو آویخت سر ** گفت او را در چه کاری ای پدر
- Dama çıkıp aşağıya eğildi, hırsızı görüp “Baba, ne yapıyorsun?
-
خیر باشد نیمشب چه میکنی ** تو کیی گفتا دهلزن ای سنی
- Hayırdır, inşallah… Gece yarısı ne ediyorsun, kim sen” dedi. Hırsız “Davulcuyum azizim” diye cevap verdi.
-
در چه کاری گفت میکوبم دهل ** گفت کو بانگ دهل ای بوسبل
- Adam “Peki, burada ne yapıyorsun?” deyince hırsız “Davul çalıyorum” dedi. Ev sahibi dedi ki: “Be adam, davul sesi hani?”
-
گفت فردا بشنوی این بانگ را ** نعره یا حسرتا وا ویلتا
- Hırsız “Dur hele, sesini yarın duyarsın eyvahlar olsun! Dediğin zaman kulağına dank eder!”
-
آن دروغست و کژ و بر ساخته ** سر آن کژ را تو هم نشناخته 2805
- Kelîle’ de ki o hikâye de yalan, saçma, düzme… Fakat o saçma hikâyenin ne demek olduğunu, o hikâyenin maksadının anlamadın ki!
-
جواب آن مثل کی منکران گفتند از رسالت خرگوش پیغام به پیل از ماه آسمان
- Münkirlerin söyledikleri tavşanın aya elçilik ederek file haber getirmesi hikâyesinin hakikati
-
سر آن خرگوش دان دیو فضول ** که به پیش نفس تو آمد رسول
- A herzevekil, o tavşanın hakikati şeytan’dır. Senin nefsine elçi olarak geldi de,
-
تا که نفس گول را محروم کرد ** ز آب حیوانی که از وی خضر خورد
- Ahmak nefsini, Hızır’ın içtiği Âbıhayattan mahrum eti.
-
بازگونه کردهای معنیش را ** کفر گفتی مستعد شو نیش را
- Sen onun manasını ters anladın. Küfür söyledin, azabına hazırlan!
-
اضطراب ماه گفتی در زلال ** که بترسانید پیلان را شغال
- Arı duru suda ayın hareketini, bununla tavşanın filleri korkuttuğunu anlattın.
-
قصهی خرگوش و پیل آری و آب ** خشیت پیلان ز مه در اضطراب 2810
- Tavşan hikâyesini, fili, suyu, ayın hareketinden fillerin korkmasını söyledin.
-
این چه ماند آخر ای کوران خام ** با مهی که شد زبونش خاص و عام
- Fakat ey ham körler, bu ay, halkı da, halkın ileri gelenlerini de zebun etmiş olan aya nasıl benzer ki?
-
چه مه و چه آفتاب و چه فلک ** چه عقول و چه نفوس و چه ملک
- Ay nerede, güneş nerede, gök nerede akıllar nerede, nefisler nerede, melek nerede?
-
آفتاب آفتاب آفتاب ** این چه میگویم مگر هستم بخواب
- Hatta güneşin güneşi nerede? Nasıl söylerim bu sözü, uykuda mıyım, sayıklıyor muyum?
-
صد هزاران شهر را خشم شهان ** سرنگون کردست ای بد گمرهان
- Ey yol sapıtmış kişiler, padişahların hışmı yüz binlerce şehri harap etmiştir.
-
کوه بر خود میشکافد صد شکاف ** آفتابی از کسوفش در شغاف 2815
- Dağlar bile, onların hışmından yarılır, yüzlerce parça olur… Güneş bile, onların etrafında döner, onları tavaf eder.
-
خشم مردان خشک گرداند سحاب ** خشم دلها کرد عالمها خراب
- Erlerin hışmı, bulutu kurutur, gönüllerinin kızgınlığı âlemleri yakar, yıkar.