-
پس به چنگال از زمین انگیخت گرد ** زود زاغ مرده را در گور کرد
- Tırnaklarıyla yerden bir toz kopardı, yeri kazıp hemen hemen ölü kargayı o mezara koydu;
-
دفن کردش پس بپوشیدش به خاک ** زاغ از الهام حق بد علمناک
- Gömüp üstünü toprakla örttü... bu suretle karga, Allah ilhamı ile bilgi sahibi oldu.
-
گفت قابیل آه شه بر عقل من ** که بود زاغی ز من افزون به فن
- Kaabil, bunu görünce yuh olsun benim aklıma dedi... Bir karga bile bilgide benden üstün!
-
عقل کل را گفت مازاغ البصر ** عقل جزوی میکند هر سو نظر
- Allah, Aklıküll’e “Mazagalbasar” dedi... Fakat cüz’i akıl her yana baka durur.
-
عقل مازاغ است نور خاصگان ** عقل زاغ استاد گور مردگان 1310
- Has kişilerin nuru, Mazagalbasar aklıdır... Karga aklıysa ölülere mezar kazma üstadı!
-
جان که او دنبالهی زاغان پرد ** زاغ او را سوی گورستان برد
- Karga, ardınca uçan canı nihayet mezarlığa götürür!
-
هین مدو اندر پی نفس چو زاغ ** کو به گورستان برد نه سوی باغ
- Kendine gel de kargaya benzeyen nefsin ardından koşma... Çünkü o, seni mezarlığa götürür, bağa, bahçeye değil!
-
گر روی رو در پی عنقای دل ** سوی قاف و مسجد اقصای دل
- Eğer gideceksen gönül ankasının ardından git... Kafdağına, gönül Mescid-i Aksâ’sına var!
-
نوگیاهی هر دم ز سودای تو ** میدمد در مسجد اقصای تو
- Sevdanla her an, senin Mescid-i Aksa’nda yeni bir ot yeni bir kök bitmede!
-
تو سلیمانوار داد او بده ** پی بر از وی پای رد بر وی منه 1315
- Süleyman gibi sen de onlara dikkat et... Onları izle, onların üstüne ret ayağını koyma!
-
زانک حال این زمین با ثبات ** باز گوید با تو انواع نبات
- Çünkü bu durup duran yeryüzünün halini sana çeşit çeşit otlar anlatır.
-
در زمین گر نیشکر ور خود نیست ** ترجمان هر زمین نبت ویست
- Yerde şeker kamışı mı bitmiş, yoksa alelâde kamış mı? Her biten ot, bittiği yerin halini, kabiliyetini bildirir!
-
پس زمین دل که نبتش فکر بود ** فکرها اسرار دل را وا نمود
- Gönülden de fikirler biter, gönlün nebatatı da fikirlerdir. Bu fikirler de gönüldeki sırları gösterir.
-
گر سخنکش یابم اندر انجمن ** صد هزاران گل برویم چون چمن
- Mecliste bana söz söyletecek adam bulsam çimenlik gibi yüz binlerce gül bitiririm.
-
ور سخنکش یابم آن دم زن به مزد ** میگریزد نکتهها از دل چو دزد 1320
- Fakat söz söylerken de nefes öldüren bir pezevenk olsa gönüldeki nükteler hırsız gibi kaçar.
-
جنبش هر کس به سوی جاذبست ** جذب صدق نه چو جذب کاذبست
- Herkesin hareketi kendisini çeken ne yandaysa o taraftadır... Doğru adamın çekişi, yalancının çekişine benzemez.
-
میروی گه گمره و گه در رشد ** رشته پیدا نه و آنکت میکشد
- Gâh sapık bir halde, gâh doğru yolu bulmuş olarak gider durursun... Ne seni sürükleyen ip meydandadır, ne çeken adam!
-
اشتر کوری مهار تو رهین ** تو کشش میبین مهارت را مبین
- Kör bir deveye benzersin... Boynundaki yular seni yeder durur; fakat sen çekeni gör, yuları değil!
-
گر شدی محسوس جذاب و مهار ** پس نماندی این جهان دارالغرار
- Çekeni ve yuları görsen senin için bu âlem aldanma yurdu olmazdı.
-
گبر دیدی کو پی سگ میرود ** سخرهی دیو ستنبه میشود 1325
- Kâfir, köpeğin ardına düşüp gittiğini görseydi güçlü kuvvetli Şeytan’a maskara olur muydu hiç?
-
در پی او کی شدی مانند حیز ** پی خود را واکشیدی گبر نیز
- Onun ardına bir namussuz gibi düşer miydi hiç? Hemencecik ayağını çeker, kurtulurdu!
-
گاو گر واقف ز قصابان بدی ** کی پی ایشان بدان دکان شدی
- Sığır kasapların ne yapacağını bilseydi hiç onların peşine düşer, dükkâna gider miydi?
-
یا بخوردی از کف ایشان سبوس ** یا بدادی شیرشان از چاپلوس
- Yahut ellerinden kepek yer miydi? Yahut da onların yüze gülücüğüne aldanır onlara süt verir miydi?
-
ور بخوردی کی علف هضمش شدی ** گر ز مقصود علف واقف بدی
- Hatta ot yese bile, neden beslendiğini bilseydi hiç o otu hazmedebilir miydi?
-
پس ستون این جهان خود غفلتست ** چیست دولت کین دوادو با لتست 1330
- Şu halde âlemin direği gafletten ibarettir... Devlet nedir? Dev yani koş kelimesiyle let yani dayak kelimesinden meydana gelme bir kelime!