خوی بد در ذات تو اصلی نبود ** کز بد اصلی نیاید جز جحود
Kötü huy zaten senin aslında yoktu... aslı kötü olandan inattan, kötülükten başka bir şey gelmez.
آن بد عاریتی باشد که او ** آرد اقرار و شود او توبهجو
Fakat aslında kötülük olmayan ve iğreti olarak kötü huylara sahip olan, kötülüğünü ikrar eder, tövbe etmeyi diler.
همچو آدم زلتش عاریه بود ** لاجرم اندر زمان توبه نمود
Âdem peygamber gibi. Onun işlediği o pek ehemmiyetsiz suç da iğretiydi de derhal tövbe etti.
چونک اصلی بود جرم آن بلیس ** ره نبودش جانب توبهی نفیس3415
Fakat İblisin suçu, asli olduğundan canım tövbeye yol yoktu ona.
رو که رستی از خود و از خوی بد ** واز زبانهی نار و از دندان دد
Yürü, kendinden de kurtuldun, kötü huydan da, cehennem alevinden de halâs oldun, yırtıcı hayvanların dişlerinden de!
رو که اکنون دست در دولت زدی ** در فکندی خود به بخت سرمدی
Yürü, şimdicik devleti elde ettin, kendini ebedi bir kutluluğa attın.
ادخلی تو فی عبادی یافتی ** ادخلی فی جنتی در بافتی
“Kullarımın arasına katıl” devletine eriştin, “Cennetime gir” kumaşını dokudun!
در عبادش راه کردی خویش را ** رفتی اندر خلد از راه خفا
Kulları arasına girmeye yol buldun, gizli bir yolda ebedi cennete sokuldun.
اهدنا گفتی صراط مستقیم ** دست تو بگرفت و بردت تا نعیم3420
“Bize doğru yolu göster” dedin; doğru yolda elini tuttu seni ta cennete kadar götürdü.
نار بودی نور گشتی ای عزیز ** غوره بودی گشتی انگور و مویز
Ey aziz kişi, ateştin, nur oldun... koruktun yaş ve kuru üzüm oldun.
اختری بودی شدی تو آفتاب ** شاد باشد الله اعلم بالصواب
Tanrı doğrusunu daha iyi bilir ya, yıldızdın güneş kesildin...neşelen artık!
ای ضیاء الحق حسامالدین بگیر ** شهد خویش اندر فکن در حوض شیر
Ey Hak ziyası Hüsamettin, balını tut, süt havuzuna at da,
تا رهد آن شیر از تغییر طعم ** یابد از بحر مزه تکثیر طعم
O süt, bozulmadan kurtulsun... lezzet denizinde lezzeti büsbütün fazlalaşsın.
متصل گردد بدان بحر الست ** چونک شد دریا ز هر تغییر رست3425
Elest denizinde ulaşsın. Deniz oldu mu her türlü bozulmadan kurtuldu demektir.
منفذی یابد در آن بحر عسل ** آفتی را نبود اندر وی عمل
Süt, bal denizine akacak bir yol bulursa da artık hiçbir âfete uğramaz, ekşiyip kesilmez.
غرهای کن شیروار ای شیر حق ** تا رود آن غره بر هفتم طبق
Ey Tanrı aslanı, aslancasına bir kükre de o kükreyiş ta yedinci göğe çıksın!
چه خبر جان ملول سیر را ** کی شناسد موش غرهی شیر را
Fakat usanmış bıkmış canın ne haberi olur ki? Fare, aslan kükreyişini ne bilsin?
برنویس احولا خود با آب زر ** بهر هر دریادلی نیکوگهر
Gönlü deniz gibi engin ve yaradılışı iyi olanların istifadesi için ahvalini altın suyu ile yaz!
آب نیلست این حدیث جانفزا ** یا ربش در چشم قبطی خون نما3430
Bu cana canlar katan söz, Nil suyudur... Yarabbi sen onu Kipti’nin gözüne kan göster!
لابه کردن قبطی سبطی را کی یک سبو بنیت خویش از نیل پر کن و بر لب من نه تا بخورم به حق دوستی و برادری کی سبو کی شما سبطیان بهر خود پر میکنید از نیل آب صاف است و سبوکی ما قبطیان پر میکنیم خون صاف است
Kıpti’nin, Beni İsrail kabîlelerinden birine mensup olan bir adama “Dostluk ve kardeşlik hatırı için kendi niyetine Nil’den bir testi doldur,dudağıma dayada içeyim.Çünkü siz İsrailoğulları,kaplarınızı kendiniz için doldurdunuz mu arı duru su oluyor,biz Kıpti’ler doldurduk mu kan kesiliyor”diye yalvarması
من شنیدم که در آمد قبطیی ** از عطش اندر وثاق سبطیی
Duydum ki bir kıpti, susuzluktan bunalıp İsrail oğullarının birisinin evine geldi;
گفت هستم یار و خویشاوند تو ** گشتهام امروز حاجتمند تو
Dedi ki: Seninle dostum, arkadaşım... bugün de bir hacetim var, senden istemeye geldim.
زانک موسی جادوی کرد و فسون ** تا که آب نیل ما را کرد خون
Çünkü Musa büyücülük, afsunculuk etti... nihayet Nilin suyu bize kan kesildi.
سبطیان زو آب صافی میخورند ** پیش قبطی خون شد آب از چشمبند
İsrail oğulları alınca duru su oluyor, içiyorlar... halbuki Kıpti’nin gözü bağlanmış, ona kan oluyor.
قبط اینک میمرند از تشنگی ** از پی ادبار خود یا بدرگی3435
Kıpti kavmi işte buracıkta susuzluktan ölüp gidiyor. Bu, ya bahtsızlığından, ya kendi kötülüğünden!