که شناسا کردشان علم اله ** چونک بره و میش وقت صبحگاه
Sabah çağı kuzu anasını, koyun kuzusunu nasıl tanırsa Tanrı bilgisi de bedenleri tanıma hususunda ruhlara böyle bir bilgi vermiştir.
پای کفش خود شناسد در ظلم ** چون نداند جان تن خود ای صنم
Ayak bile karanlıkta ayakkabısını tanırken a güzelim can kendi bedenini nasıl tanımaz?
صبح حشر کوچکست ای مستجیر ** حشر اکبر را قیاس از وی بگیر 1780
Ey Tanrıya sığınan, sabah küçük mahşerdir. Büyük mahşeri de var ondan kıyas et.
آنچنان که جان بپرد سوی طین ** نامه پرد تا یسار و تا یمین
Can, nasıl toprağa uçarsa amel defteri de sağa, sola öyle uçar.
در کفش بنهند نامهی بخل و جود ** فسق و تقوی آنچ دی خو کرده بود
İyiliğe kötülüğe dair dün ne yaptıysa onların yazılı olduğu nekeslik ve cömertlik defterini, insanın avucuna koyarlar.
چون شود بیدار از خواب او سحر ** باز آید سوی او آن خیر و شر
Seher çağı uykudan uyandı mı o hayır ve şer, ona gelip çatar.
گر ریاضت داده باشد خوی خویش ** وقت بیداری همان آید به پیش
Riyazatı huy edinmişse uyandığı zaman yanına o gelir.
ور بد او دی خام و زشت و در ضلال ** چون عزا نامه سیه یابد شمال 1785
Dün, hamlık etmiş, kötülükte, azgınlıkta bulunmuşsa sol yanından verilen defteri, yas mektubuna döner.
ور بد او دی پاک و با تقوی و دین ** وقت بیداری برد در ثمین
Dün, temiz, kötülükten çekingen ve dindar olarak yaşamışsa uyanınca değerli inciyi elde eder.
هست ما را خواب و بیداری ما ** بر نشان مرگ و محشر دو گوا
Bizim uykumuz ve uyanmamız, ölümle mahşere iki tanıktır.
حشر اصغر حشر اکبر را نمود ** مرگ اصغر مرگ اکبر را زدود
Küçük haşir büyük hasrı gösterir; küçük ölüm, büyük ölümü aydınlatır.
لیک این نامه خیالست و نهان ** وآن شود در حشر اکبر بس عیان
Fakat bu defter, hayalidir, gizlidir. Büyük haşirde o defter meydana çıkar.
این خیال اینجا نهان پیدا اثر ** زین خیال آنجا برویاند صور 1790
Bu hayal, burada gizlidir, eseri görünür. Fakat bu hayal, orada suretlere bürünür.
در مهندس بین خیال خانهای ** در دلش چون در زمینی دانهای
Mühendise bak yere tohum eker gibi gönlüne bir ev yapma hayali kor.
آن خیال از اندرون آید برون ** چون زمین که زاید از تخم درون
O hayal, dışarıda zahir olur, adeta yerden tohum biter gibi.
هر خیالی کو کند در دل وطن ** روز محشر صورتی خواهد شدن
Gönülde yurt tutan her hayal, mahşer gününde bir surete bürünecektir.
چون خیال آن مهندس در ضمیر ** چون نبات اندر زمین دانهگیر
Mühendisin gönlünde kurduğu hayali, tohum bitirme kabiliyetindeki bir yere ekilmiş, orada bitmiş mahsul tut.
مخلصم زین هر دو محشر قصهایست ** مومنان را در بیانش حصهایست1795
Bu iki mahşeri hulâsa etmeden maksadım bir kısastır, inananların bundan hisse almasıdır.
چون بر آید آفتاب رستخیز ** بر جهند از خاک زشت و خوب تیز
Kıyamet gününün güneşi doğdu mu çirkin, güzel herkes yerden derhal kalkar.
سوی دیوان قضا پویان شوند ** نقد نیک و بد به کوره میروند
Herkes kaza ve kader divanına koşar, geçer para da potaya girer, kalp para da.
نقد نیکو شادمان و ناز ناز ** نقد قلب اندر زحیر و در گداز
Geçer para neşelenerek, nazlana,nazlana kalp para, yanıp eriyerek.
لحظه لحظه امتحانها میرسد ** سر دلها مینماید در جسد
Anbean sınamalar gelmede, bedende gönül sırları görünmede.
چون ز قندیل آب و روغن گشته فاش ** یا چو خاکی که بروید سرهاش 1800
Kandil nasıl suyla yağla görünür, aydınlanıp meydana çıkarsa, yahut toprak, nasıl mahsul verir, sırlarını meydana korsa öyle.
از پیاز و گندنا و کوکنار ** سر دی پیدا کند دست بهار
Baharın eli, soğanı, safranı, haşhaşı çıkarır, kışın sırrını nasıl meydana korsa öyle.
آن یکی سرسبز نحن المتقون ** وآن دگر همچون بنفشه سرنگون
Biri “Biz Tanrıdan çekinenleriz” diye yemyeşil, öbürü menekşe gibi başı aşağıda. Tehlikeye uğrama korkusu, gönle yerleşmiş, bu yüzden kaynaklat kaynama da, on tane dere olmada.