-
رفتهای در خون جانم آشکار ** که ترا من رهبرم تا مرغزار
- Seni çayıra götüreyim diye apaçık canıma kastettin.
-
تا بدیدم روی عزرائیل را ** باز آوردی فن و تسویل را
- Azrail'i gözlerimle gördüm. Sonra da yine bana düzen kurmaya, beni kandırmaya savaşıyorsun ha!
-
گرچه من ننگ خرانم یا خرم ** جانورم جان دارم این را کی خرم 2625
- Ben ister eşek olayım, ister eşeklerin kusuru. Nihayet benim de canım var. Bunu nasıl feda edebilirim?
-
آنچ من دیدم ز هول بیامان ** طفل دیدی پیر گشتی در زمان
- O gördüğüm amansız korkuyu çocuk görseydi derhal kocalırdı.
-
بیدل و جان از نهیب آن شکوه ** سرنگون خود را در افکندم ز کوه
- O korkudan, o heybetten kendimi cansız, gönülsüz bir halde dağdan baş aşağı attım.
-
بسته شد پایم در آن دم از نهیب ** چون بدیدم آن عذاب بیحجاب
- O perdesiz azabı görür görmez ayağım, kakıldı kaldı.
-
عهد کردم با خدا کای ذوالمنن ** برگشا زین بستگی تو پای من
- Tanrıya ahdettim. Yarabbi dedim, ayağımdaki şu bağı çöz.
-
تا ننوشم وسوسهی کس بعد ازین ** عهد کردم نذر کردم ای معین 2630
- Bundan böyle kimsenin vesvesesine kanmayayım, ey lûtuflar sahibi Tanrı, ey yardımcım, ahtım olsun, nezrim olsun!
-
حق گشاده کرد آن دم پای من ** زان دعا و زاری و ایمای من
- Tanrı, o anda ayağımın bağını çözdü. O dua ve sızlanma, o niyaz yüzünden ayağım çözüldü.
-
ورنه اندر من رسیدی شیر نر ** چون بدی در زیر پنجهی شیر خر
- Yoksa o erkek aslan bana yetişseydi halim ne olurdu? Aslanın pençesi altında eşek ne hale gelir?
-
باز بفرستادت آن شیر عرین ** سوی من از مکر ای بس القرین
- Yine o aç aslan hileyle seni bana yolladı değil mi a kötü arkadaş?
-
حق ذات پاک الله الصمد ** که بود به مار بد از یار بد
- Herkesin, kendisine muhtaç olduğu ihtiyacı bulunmayan pâk Tann'nın zatına and olsun ki kötü yılan bile kötü arkadaştan yeğdir.
-
مار بد جانی ستاند از سلیم ** یار بد آرد سوی نار مقیم 2635
- Çünkü kötü yılan, insanın yalnız canını alır. Kötü arkadaşsa insanı cehenneme sürer, orasını adama durak eder.
-
از قرین بیقول و گفت و گوی او ** خو بدزدد دل نهان از خوی او
- İnsanın, düşüp kalktığı adamla konuşa görüşe, huyiyle huylanır. Gönül arkadaşının huyunu kapar.
-
چونک او افکند بر تو سایه را ** دزدد آن بیمایه از تو مایه را
- O sana gölge saldı mı mayasız olduğu için senin mayanı çalar.
-
عقل تو گر اژدهایی گشت مست ** یار بد او را زمرد دان که هست
- Aklın, sarhoş bir ejderha bile olsa kötü arkadaş, bil ki zümrüttür.
-
دیدهی عقلت بدو بیرون جهد ** طعن اوت اندر کف طاعون نهد
- Aklının gözünü çıkarır, kör eder. Onun kınaması, seni taunun eline teslim eder.
-
جواب گفتن روبه خر را
- Tilkinin eşeğe cevap vermesi
-
گفت روبه صاف ما را درد نیست ** لیک تخییلات وهمی خورد نیست 2640
- Tilki dedi ki: Bizim safımızda tortu yoktur. Fakat vehme gelen hayallerde, küçümsenecek şeyler değildir.
-
این همه وهم توست ای سادهدل ** ورنه بر تو نه غشی دارم نه غل
- Ey sâf ve bön adam, bütün bunlar, senin vehmindir. Yoksa sana karşı hiçbir gıllügişim yok.
-
از خیال زشت خود منگر به من ** بر محبان از چه داری س ظن
- Kötü hayaline kapılıp bana bakma. Dostlara karşı neden kötü zanda bulunuyorsun?
-
ظن نیکو بر بر اخوان صفا ** گرچه آید ظاهرا زیشان جفا
- Sâf kardeşler hakkında iki zanda bulun. Zahiren onlardan cefa bile görsen haklarında kötü düşünceye kapılma.
-
این خیال و وهم بد چون شد پدید ** صد هزاران یار را از هم برید
- Bu kötü hayal, bu kötü zan, meydana çıktı mı yüz binlerce dostu birbirinden ayırır.
-
مشفقی گر کرد جور و امتحان ** عقل باید که نباشد بدگمان 2645
- Seni esirgeyen biri, sana cevreder, seni sınarsa hakkında kötü zanna düşmemek gerektir. Akıl kârı budur.
-
خصاه من بدرگ نبودم زشتاسم ** آنک دیدی بد نبد بود آن طلسم
- Hele ben hiç kötü değilim. Adım kötüye çıkmış ama aldırma. O gördüğüm aslan değildi, tılsımdı.
-
ور بدی بد آن سگالش قدرا ** عفو فرمایند یاران زان خطا
- O uğradığın şey kötü bile olduysa yine dostlar, o hatayı affederler.