باز شب اندر تب افتد از فزع ** تا شود لاغر ز خوف منتجع
Derken akşam oldu mu açlık korkusuna düşer, bu korkuyla titremeye başlar, yine korkusundan zayıflar.
که چه خواهم خورد فردا وقت خور ** سالها اینست کار آن بقر
Yarın yayım zamanı ne yiyeceğim, ne edeceğim? diye düşünür durur. Yıllardır, o öküz bu haldedir işte.
هیچ نندیشد که چندین سال من ** میخورم زین سبزهزار و زین چمن
Bunca yıldır bu yeşilliği otlar, bu çimenlikte yayılırım.
هیچ روزی کم نیامد روزیم ** چیست این ترس و غم و دلسوزیم
Hiçbir gün rızkım azalmadı. Bu korku nedir, bu gönlümü yakıp yandıran gam nedir diye düşünmez bile.
باز چون شب میشود آن گاو زفت ** میشود لاغر که آوه رزق رفت 2865
Akşam oldu, gece bastı mi o semiz öküz, eyvahlar olsun, rızkım bitti diye diye yine zayıflar.
نفس آن گاوست و آن دشت این جهان ** کو همی لاغر شود از خوف نان
İşte nefis, o öküzdür, yazı da dünya. Nefis ekmek korkusu ile daima zayıflar durur.
که چه خواهم خورد مستقبل عجب ** لوت فردا از کجا سازم طلب
Gelecek zamanlarda ne yiyeceğim? Yarının rızkını nasıl ve nerde elde edeceğim kaydına düşer.
سالها خوردی و کم نامد ز خور ** ترک مستقبل کن و ماضی نگر
Yıllardır yedin, yiyeceğin eksilmedi. Artık biraz da gelecek düşüncesini bırak da geçmişe bak.
لوت و پوت خورده را هم یاد آر ** منگر اندر غابر و کم باش زار
Yediğin rızıkları hatırına getir, geleceğe bakma da az sızlan!;
صید کردن شیر آن خر را و تشنه شدن شیر از کوشش رفت به چشمه تا آب خورد تا باز آمدن شیر جگربند و دل و گرده را روباه خورده بود کی لطیفترست شیر طلب کرد دل و جگر نیافت از روبه پرسید کی کو دل و جگر روبه گفت اگر او را دل و جگر بودی آنچنان سیاستی دیده بود آن روز و به هزار حیله جان برده کی بر تو باز آمدی لوکنا نسمع او نعقل ماکنا فی اصحاب السعیر
Aslanın eteği avlaması, çalınıp çabalarken susaması, tu içmek üzere kaynağa gitmesi, gelince-yedek tilkinin, hayvanın en güzel yerleri olan ciğerini, yüreğini ve böbreklerini yemesi. Aslan gelince eşeğin yüreğini ve ciğerini görmeyerek nerde bunun yüreğiyle ciğeri? diye sorması. Tilkinin, onda yürek ve ciğer olsaydı o gün o korkunç hali gördükten ve binlerce hileyle canını kurtardıktan sonra tekrar buraya gelir miydi? demesi. Tanrı da "Kâfirler, duysaydık, yahut aklımız olsaydı cehennemlik olmazdık derler" buyurmuştur.
برد خر را روبهک تا پیش شیر ** پارهپاره کردش آن شیر دلیر 2870
Tilkicik, eşeği tâ aslanın yanına kadar götürdü. Aslan, eşeği paramparça etti.
تشنه شد از کوشش آن سلطان دد ** رفت سوی چشمه تا آبی خورد
O canavarlar padişahı, bu savaşta yoruldu, susadı. Su içmek üzere kaynağa gitti.
روبهک خورد آن جگربند و دلش ** آن زمان چون فرصتی شد حاصلش