در میان چوب گوید کرم چوب ** مر کرا باشد چنین حلوای خوب
Tahtanın içindeki kurt, kimin böyle güzel helvası var der.
کرم سرگین در میان آن حدث ** در جهان نقلی نداند جز خبث
Bok böceği, bok içinde yaşar ve alemde pislikten başka bir meze bilmez.
مناجات
Münacat
ای خدای بینظیر ایثار کن ** گوش را چون حلقه دادی زین سخن 305
Ey eşi, benzeri olamayan Allah, mademki bu sözü kulağımıza küpe yaptın, ihsanda bulun, bu sözleri bol bol saç!
گوش ما گیر و بدان مجلس کشان ** کز رحیقت میخورند آن سرخوشان
Kulağımızı tut, bizi o sarhoşların halis şarabını içtikleri meclise çek, oraya götür.
چون به ما بویی رسانیدی ازین ** سر مبند آن مشک را ای رب دین
Madem ki bize bundan bir koku duyurdun, ey din Allahsı o tulumun ağzını kapama.
از تو نوشند ار ذکورند ار اناث ** بیدریغی در عطا یا مستغاث
Ey kendisine sığınılan Allah, ey kendisinden imdat istenen Rab, esirgeme, ihsan et de erkek, kadın herkes, senin şarabından içsin!
ای دعا ناگفته از تو مستجاب ** داده دل را هر دمی صد فتح باب
Ey duaları duadan önce duyan, muratları istenmeden veren Allah, gönüle her an yüzlerce kapı açarsın.
چند حرفی نقش کردی از رقوم ** سنگها از عشق آن شد همچو موم 310
Birkaç harftir yazdın. Taşlar bile o harflerin sevgisiyle eridi muma döndü.
نون ابرو صاد چشم و جیم گوش ** بر نوشتی فتنهی صد عقل و هوش
Yüzlerce akla, fikre fitne olarak kaş nununu, göz sadını, kulak cimini yazdın.
زان حروفت شد خرد باریکریس ** نسخ میکن ای ادیب خوشنویس
Akıl o harfler yüzünden ince eleyip sık dokumaya koyuldu. Ey yazısı güzel edip, bunları boz!
در خور هر فکر بسته بر عدم ** دم به دم نقش خیالی خوش رقم
Yokluğa, her düşünceye göre an be an güzel bir hayal nakşetme;
حرفهای طرفه بر لوح خیال ** بر نوشته چشم و عارض خد و خال
Hayal levhine göz, yanak, yüz ve ben gibi görülmemiş harfler yazmaktasın.
بر عدم باشم نه بر موجود مست ** زانک معشوق عدم وافیترست 315
Halbuki ben, yokluğa aşığım, vara bakıp sarhoş olmam. Çünkü yokluk sevgilisi, bence daha vefalıdır.
عقل را خط خوان آن اشکال کرد ** تا دهد تدبیرها را زان نورد
Allah akıla o şekilleri okuttu, bu suretle onun tedbirlerden vazgeçip Allahsını dilemesini diledi.
تمثیل لوح محفوظ و ادراک عقل هر کسی از آن لوح آنک امر و قسمت و مقدور هر روزهی ویست هم چون ادراک جبرئیل علیهالسلام هر روزی از لوح اعظم عقل مثال جبرئیلست و نظر او به تفکر به سوی غیبی که معهود اوست در تفکر و اندیشهی کیفیت معاش و بیرون شو کارهای هر روزینه مانند نظر جبرئیلست در لوح و فهم کردن او از لوح
Levhi mahfuz ve herkesin, günlük nasibi ne kadarsa o levihten o kadarına akıl erdirmesi, Cebrail aleyhisselam’ın her gün o levihten bir şey anlamasına benzer
چون ملک از لوح محفوظ آن خرد ** هر صباحی درس هر روزه برد
Akıl, her sabah melek gibi o Levhi Mahfuz’dan bir ders alır.
بر عدم تحریرها بین بیبنان ** و از سوادش حیرت سوداییان
Yokluğu parmaksız olarak yazılmış yazılara bak; dünyaya dalanlar, o yazıların karartısına şaşırıp kalmışlar.
هر کسی شد بر خیالی ریش گاو ** گشته در سودای گنجی کنجکاو
Herkes bir hayale kapılmış, bir bucağı eşmede. Biri bir define bulmak için bir bucağı kazmada;
از خیالی گشته شخصی پرشکوه ** روی آورده به معدنهای کوه 320
Biri bir hayal peşine düşmüş, azamet sahibi olduğu halde dağlardaki madenlere yüz çevirmiş;
وز خیالی آن دگر با جهد مر ** رو نهاده سوی دریا بهر در
Öbürü, bir hayale düşmüş, sıkıntılı uğraşmalarla, didişmelerle inci çıkarmak için denize yönelmiş;
وآن دگر بهر ترهب در کنشت ** وآن یکی اندر حریصی سوی کشت
Bir başkası papaz olmak için kiliseye kapanmış, bir başkası da hırs içinde ekine tarlaya düşmüş!
از خیال آن رهزن رسته شده ** وز خیال این مرهم خسته شده
O yol kesen, kurtulduğunu hayal etmiş, bu ise hayalince bir hastaya merhem olmuş.
در پریخوانی یکی دل کرده گم ** بر نجوم آن دیگری بنهاده سم
Biri peri çağırmaya koyulmuş, gönlünü aklını kaybetmiş, öbürü, yıldız bilgisine kapılıp nalını yıldızın üstüne koymuş.
این روشها مختلف بیند برون ** زان خیالات ملون ز اندرون 325
Bu gidişler, içteki renk renk hayaller yüzünden dışarıda da birbirine aykırı görünür.
این در آن حیران شده کان بر چیست ** هر چشنده آن دگر را نافیست
Bu ona bakıp ne yapıyor, ne iş işliyor diye hayrette. Bu şaraptan her tadan kişi, öbürünün yaptığını boş bulmada.
آن خیالات ار نبد نامتلف ** چون ز بیرون شد روشها مختلف
O hayaller birbirine aykırı olamasaydı görünen gidişler, nasıl olur da birbirine zıt olur, zıt görünürdü?