-
ای دریده پوستین یوسفان ** گر بدرد گرگت آن از خویش دان 3180
- Ey Yusufların derisini paralıyan, seni de bir kurt paralarsa bunu kendinden bil.
-
زانک میبافی همهساله بپوش ** زانک میکاری همه ساله بنوش
- Bütün yıl dokuduğunu giyin, bütün yıl ektiğin" biç!
-
فعل تست این غصههای دم به دم ** این بود معنی قد جف القلم
- Anbean sana gelip çatan bu dertler, senin yaptıklarının cezasıdır. İşte "Kalem yazdı, mürekkebi bile kurudu"nun mânası budur.
-
که نگردد سنت ما از رشد ** نیک را نیکی بود بد راست بد
- Bizim âdetimiz değişmez, doğru yolu gösteririz. iyiliğe karşılık iyilik,kötülüğe karşılık da kötülük demektir.
-
کار کن هین که سلیمان زنده است ** تا تو دیوی تیغ او برنده است
- Ne yapacaksan düşün de öyle yap, çünkü Süleyman diridir. Sen Şeytan oldukça kılıcı sıyrılmıştır.
-
چون فرشته گشته از تیغ آمنیست ** از سلیمان هیچ او را خوف نیست 3185
- Fakat bir adam melek oldu mu kılıçtan emindir, Süleyman'dan hiçbir korkusu yoktur onun.
-
حکم او بر دیو باشد نه ملک ** رنج در خاکست نه فوق فلک
- Süleyman'ın hükmü, meleğe değildir .Şeytanadır.Eziyet,zahmet,topraktadır,gökte değil.
-
ترک کن این جبر را که بس تهیست ** تا بدانی سر سر جبر چیست
- Bu cebir inanışını bırak, pek boştur bu inanış. Bu inanışı bırak da cebrin sırrının sırrı nedir, anla.
-
ترک کن این جبر جمع منبلان ** تا خبر یابی از آن جبر چو جان
- Bütün tembellerin malı olan şu cebri bırak da can gibi olan o cebirden bir haber al.
-
ترک معشوقی کن و کن عاشقی ** ای گمان برده که خوب و فایقی
- Mâşukluğu bırak da âşık ol ey güzel ve üstün olduğunu sanan!...
-
ای که در معنی ز شب خامشتری ** گفت خود را چند جویی مشتری 3190
- Sen mânada geceden de dilsiz, sessizsin, öyle olduğu halde sözüne niceye bir müşteri arıyacaksın?
-
سر بجنبانند پیشت بهر تو ** رفت در سودای ایشان دهر تو
- Onlar, senin önünde sana aş sallayıp dururlar, ömrün, onların sevdasiyle geçti gitti.
-
تو مرا گویی حسد اندر مپیچ ** چه حسد آرد کسی از فوت هیچ
- Bana hasetten kıvranma diyorsun ama adam, bir hiçi kaybetti diye haset eder mi hiç?
-
هست تعلیم خسان ای چشمشوخ ** همچو نقش خرد کردن بر کلوخ
- Aşağılık kişilerin bir şey öğretmesi toprak parçasına nakışlar yapmaya benzer a aç gözlü!
-
خویش را تعلیم کن عشق و نظر ** که آن بود چون نقش فی جرم الحجر
- Kendine aşkı ve bakışı öğret.Bu bilgi,taşa kazılan nakış gibidir.
-
نفس تو با تست شاگرد وفا ** غیر فانی شد کجا جویی کجا 3195
- Nefsin sana bir vefa şakirdidir. Başka her şey yok oldu. Sen nerede ne arıyorsun ki?
-
تا کنی مر غیر را حبر و سنی ** خویش را بدخو و خالی میکنی
- Başkalarını bilgi sahibi ediyor, yüceltiyor, fakat kendini kötü huylu ve bomboş bir hale sokuyorsun.
-
متصل چون شد دلت با آن عدن ** هین بگو مهراس از خالی شدن
- Gönlün,o cennete dolaştı mi,o kaynakla birleşti mi artık kendine gel, boşalmadan korkma.
-
امر قل زین آمدش کای راستین ** کم نخواهد شد بگو دریاست این
- Tanrı, ey doğru özlü Peygamber, söyle dedi. Çünkü bu,denizdir,söyle,azalmaz.
-
انصتوا یعنی که آبت را بلاغ ** هین تلف کم کن که لبخشکست باغ
- Yine "Susun ve dinleyin" dendi. Yani kendinize gelin, suyunuzu telef etmeyin, bağ susuzdur.
-
این سخن پایان ندارد ای پدر ** این سخن را ترک کن پایان نگر 3200
- Babacığım, bu sözün sonu gelmez. Bu sözü bırak da sonuna bak.
-
غیرتم آید که پیشت بیستند ** بر تو میخندند عاشق نیستند
- Gayretim koymuyor, senin önünde dursunlar, âşık olmadıkları halde sana gülsünler!
-
عاشقانت در پس پردهی کرم ** بهر تو نعرهزنان بین دم بدم
- Aşıkların, anbean kerem perdesi ardında senin için nara atmadalar.
-
عاشق آن عاشقان غیب باش ** عاشقان پنج روزه کم تراش
- Sen de o gayp âşıklarına âşık ol,şu beş günlük âşıklara pek aldırış etme.
-
که بخوردندت ز خدعه و جذبهای ** سالها زیشان ندیدی حبهای
- Bunlar, hileyle, düzenle seni yerler. Yıllardır bunlardan bir habbe bile görmedin.