زان بلاها بر عزیزان بیش بود ** کان تجمش یار با خوبان فزود
Onun için yücelere daha fazla belâ geldi. Çünkü sevgili, güzellere daha fazla cilvelenir.
لاغ با خوبان کند بر هر رهی ** نیز کوران را بشوراند گهی
Her yolda güzellerle lâtife eder, kendisini onlara gösterir, onlarla cilvelenir. Fakat bazen körleri de bir coşturur.
خویش را یکدم برین کوران دهد ** تا غریو از کوی کوران بر جهد 1110
Bir an için kendisini körlere de verir. Bu yüzden de körlerin mahallesinden bir feryattır kopar.
قصهی هلال کی بندهی مخلص بود خدای را صاحب بصیرت بیتقلید پنهان شده در بندگی مخلوقان جهت مصلحت نه از عجز چنانک لقمان و یوسف از روی ظاهر و غیر ایشان بندهی سایس بود امیری را و آن امیر مسلمان بود اما چشم بسته داند اعمی که مادری دارد لیک چونی بوهم در نارد اگر با این دانش تعظیم این مادر کند ممکن بود کی از عمی خلاص یابد کی اذا اراد الله به عبد خیرا فتح عینی قلبه لیبصره بهما الغیب این راه ز زندگی دل حاصل کن کین زندگی تن صفت حیوانست
Hilâl Allah’ya ihlâs güder bir kuldu. Mukallit değildi,can gözü açıktı.Aczinden değil de kendini gizlemek için mahlûklara kulluk ederdi. Nitekim Lokmanla Yusuf ve saire de görünüşte kul olmuşlardı. Hilâl de beyin kulu ve seyisiydi. O bey müslümandı ama kördü. Kör de bilir ki bir anası vardır. Fakat o ana nasıldır?Vehmine bile getirmez Bu bilgisiyle anasını ulularsa körlükten kuttulması mümkündür .”Allah, bir kuluna hayır vermek isterse kalbinde iki göz açar,o kul o gözlerle gayb âlemini görür”
چون شنیدی بعضی اوصاف بلال ** بشنو اکنون قصهی ضعف هلال
Bilâl’in bazı vasıflarını duydum. Şimdi de Hilâl’in zayıflığını dinle.
از بلال او بیش بود اندر روش ** خوی بد را بیش کرده بد کشش
O, yürüyüşte, gidişte Bilâl’den ileriydi; kötü huylarını daha fazla tepelemişti.
نه چو تو پسرو که هر دم پستری ** سوی سنگی میروی از گوهری
Senin gibi ardına ardına gitmez, her an daha ziyade gerilemezdi; senin gibi mücevheri bırakıp taşa koşmazdı.
آنچنان کان خواجه را مهمان رسید ** خواجه از ایام و سالش بر رسید
Hani şunu gibi: Bir adama konuk geldi. Adam, konuğun yaşını sormaya, ne vakit doğduğunu araştırmaya koyuldu.
گفت عمرت چند سالست ای پسر ** بازگو و در مدزد و بر شمر 1115
Oğul dedi, kaç yaşındasın? Söyle, saklama anlat bakalım.
گفت هجده هفده یا خود شانزده ** یا که پانزده ای برادرخوانده
Konuk, on sekiz dedi ,yahut on yedi, on altı. Yahut da kardeşlik, on beş!
گفت واپس واپس ای خیره سرت ** باز میرو تا بکس مادرت
Ev sahibi hadi bakalım şaşkın hadi, biraz daha geri geri git de ananın rahmine gir!
حکایت در تقریر همین سخن
Bu sözü anlatan bir hikâye
آن یکی اسپی طلب کرد از امیر ** گفت رو آن اسپ اشهب را بگیر
Birisi bir beyden at istedi. Bey, yürü dedi, o güzel atı al.
گفت آن را من نخواهم گفت چون ** گفت او واپسروست و بس حرون
Adam, ben onu istemem deyince neden dedi. Adam dedi ki: Pek huylu geri geri gidiyor.
سخت پس پس میرود او سوی بن ** گفت دمش را به سوی خانه کن 1120
Boyuna gerisin geri gitmede. Bey dedi ki: Sen de kuyruğunu eve çevir!
دم این استور نفست شهوتست ** زین سبب پس پس رود آن خودپرست
Senin nefis atının kuyruğu da şehvettir. Bu sebepten, o kendisine tapan, geri geri gider.
شهوت او را که دم آمد ز بن ** ای مبدل شهوت عقبیش کن
Şehvet, sana aslından kuyruk olduysa o şehveti çek çevir, ahirete şehvetlen.
چون ببندی شهوتش را از رغیف ** سر کند آن شهوت از عقل شریف
Şehvetini yemeden içmeden kestin mi, şehvet yüce akıl cihetine düşer, oradan baş gösterir.
همچو شاخی که ببری از درخت ** سر کند قوت ز شاخ نیکبخت
Hani bir ağacın kötü dallarını budarsın da iyi dallarından dal budak verir, o dallar kuvvetlenir ya.
چونک کردی دم او را آن طرف ** گر رود پس پس رود تا مکتنف 1125
Kuyruğunu o tarafa çevirdin mi geri geri gitse bile sığınılacak yere kadar varır, dayanır.
حبذا اسپان رام پیشرو ** نه سپسرو نه حرونی را گرو
Ne mutludur binicisine râm olan ve doğru giden atlar. Onlar, ne geri giderler, ne huysuzluk ederler.
گرمرو چون جسم موسی کلیم ** تا به بحرینش چو پهنای گلیم
Allah Kelim’i Musa gibi hızlı hızlı gider, bir kilim gibi Bahreyn’e kadar varır, yayılır.