-
شد زنش را نسل از شوی دگر ** وآن یتیمانش ز مرگش در سمر 2975
- Karısı başka bir kocaya vardı, ondan çocukları oldu. Kendi yetimleriyse babalarının ölümünü konuşurlar;
-
که مرورا گرگ زد یا رهزنی ** یا فتاد اندر چهی یا مکمنی
- Acaba onu kurt mu paraladı, yoksa eşkiya mı öldürdü; yoksa bir kuyuya mı düştü, yahut da bir pusuya mı uğradı? Derlerdi.
-
جمله فرزندانش در اشغال مست ** خود نگفتندی که بابایی بدست
- Çocuklarının hepsi de düşüncelere dalarlar, hiç biri babamız sağ demezdi.
-
بعد نه سال آمد او هم عاریه ** گشت پیدا باز شد متواریه
- Tam dokuz yıl sonra fakat yine iğreti olarak meydana çıktı, bir müddet sonra yine gözden kayboldu.
-
یک مهی مهمان فرزندان خویش ** بود و زان پس کس ندیدش رنگ بیش
- Bir ay oğullarına konuk oldu. Ondan sonra hiç kimse, bir daha onun rengini bile görmedi.
-
برد هم جنسی پریانش چنان ** که رباید روح را زخم سنان 2980
- Kılıç yarası, bedenden ruhu nasıl çalarsa peri cinsinden oluşu onu, insanlar arasından öyle kaptı işte.
-
چون بهشتی جنس جنت آمدست ** هم ز جنسیت شود یزدانپرست
- Cennetlik, cennet cinsinden olduğu için bu cinsiyet bakımından Tanrı’ya tapar.
-
نه نبی فرمود جود و محمده ** شاخ جنت دان به دنیا آمده
- Peygamber “Hamd ve cömertlik, dünyaya uzanmış cennet dallarıdır” demedi mi?
-
مهرها را جمله جنس مهر خوان ** قهرها را جمله جنس قهر دان
- Bütün sevgileri, lûtufları, sevgi ve lûtuf cinsinden bil, bütün kahırları da kahır cinsinden.
-
لاابالی لا ابالی آورد ** زانک جنس هم بوند اندر خرد
- Küstahlık, küstahlığı doğurur, aldatan aldanır. Çünkü bunlar akıl bakımından birbirlerinin cinsidir.
-
بود جنسیت در ادریس از نجوم ** هشت سال او با زحل بد در قدوم 2985
- İdris yıldızların cinsindendi. Onun için sekiz yıl Zuhal’de kaldı.
-
در مشارق در مغارب یار او ** همحدیث و محرم آثار او
- Zuhal, doğularda da onun dostu oldu, batılarda da, herhalde onunla konuştu, onun sırlarına mahrem oldu.
-
بعد غیبت چونک آورد او قدوم ** در زمین میگفت او درس نجوم
- Kaybolduktan sonra tekrar dünyaya gelince yeryüzünde nücum bilgisine dair ders verirdi.
-
پیش او استارگان خوش صف زده ** اختران در درس او حاضر شده
- Önünde yıldızlar güzelce saf kurarlar, dersinde bulunurlardı.
-
آنچنان که خلق آواز نجوم ** میشنیدند از خصوص و از عموم
- Bir derecede ki aşağılık yukarılık bütün halk, yıldızların seslerini duyarlardı.
-
جذب جنسیت کشیده تا زمین ** اختران را پیش او کرده مبین 2990
- Cins olma çekişi, yıldızları ta yeryüzüne kadar çekmiş, onun yanına getirmişti.
-
هر یکی نام خود و احوال خود ** باز گفته پیش او شرح رصد
- Her yıldız, kendi adını, halini, nasıl rasat edileceğini ona açar, söylerdi.
-
چیست جنسیت یکی نوع نظر ** که بدان یابند ره در همدگر
- Cinsiyet nedir? Bir çeşit bakış. Bununla bir cinsten olanlar, birbirlerine yol bulur, birbirlerine kavuşurlar.
-
آن نظر که کرد حق در وی نهان ** چون نهد در تو تو گردی جنس آن
- Tanrı, birisine verdiği bakışı sana da verse sen de onun cinsinden olursun.
-
هر طرف چه میکشد تن را نظر ** بیخبر را کی کشاند با خبر
- Bedeni her yana çeken nedir? bakıştır. Haberdar olan, nasıl olur da bihaberi bildiği tarafa çeker?
-
چونک اندر مرد خوی زن نهد ** او مخنث گردد و گان میدهد 2995
- Erkekte kadın huyu oldu mu puşt olur, namussuzluk eder.
-
چون نهد در زن خدا خوی نری ** طالب زن گردد آن زن سعتری
- Kadına erkek huyu verdi mi kadın, kadın arar, sevici olur.
-
چون نهد در تو صفات جبرئیل ** همچو فرخی بر هواجویی سبیل
- Tanrı, sana Cebrail sıfatlarını verirse kuş gibi uçar, havalarda yol ararsın.
-
منتظر بنهاده دیده در هوا ** از زمین بیگانه عاشق بر سما
- Gözün, havayı gözler durur. Yeryüzüne yabancı kesilir, gökyüzüne âşık olursun.
-
چون نهد در تو صفتهای خری ** صد پرت گر هست بر آخر پری
- Fakat sana eşek huyu verirse yüzlerce kanadın olsa uçar, ahıra konarsın!