- 
		    مهرها را جمله جنس مهر خوان  ** قهرها را جمله جنس قهر دان 
- Bütün sevgileri, lûtufları, sevgi ve lûtuf cinsinden bil, bütün kahırları da kahır cinsinden.
- 
		    لاابالی لا ابالی آورد  ** زانک جنس هم بوند اندر خرد 
- Küstahlık, küstahlığı doğurur, aldatan aldanır. Çünkü bunlar akıl bakımından birbirlerinin cinsidir.
- 
		   بود جنسیت در ادریس از نجوم  ** هشت سال او با زحل بد در قدوم    2985
- İdris yıldızların cinsindendi. Onun için sekiz yıl Zuhal’de kaldı.
- 
		    در مشارق در مغارب یار او  ** همحدیث و محرم آثار او 
- Zuhal, doğularda da onun dostu oldu, batılarda da, herhalde onunla konuştu, onun sırlarına mahrem oldu.
- 
		    بعد غیبت چونک آورد او قدوم  ** در زمین میگفت او درس نجوم 
- Kaybolduktan sonra tekrar dünyaya gelince yeryüzünde nücum bilgisine dair ders verirdi.
- 
		    پیش او استارگان خوش صف زده  ** اختران در درس او حاضر شده 
- Önünde yıldızlar güzelce saf kurarlar, dersinde bulunurlardı.
- 
		    آنچنان که خلق آواز نجوم  ** میشنیدند از خصوص و از عموم 
- Bir derecede ki aşağılık yukarılık bütün halk, yıldızların seslerini duyarlardı.
- 
		   جذب جنسیت کشیده تا زمین  ** اختران را پیش او کرده مبین    2990
- Cins olma çekişi, yıldızları ta yeryüzüne kadar çekmiş, onun yanına getirmişti.
- 
		    هر یکی نام خود و احوال خود  ** باز گفته پیش او شرح رصد 
- Her yıldız, kendi adını, halini, nasıl rasat edileceğini ona açar, söylerdi.
- 
		    چیست جنسیت یکی نوع نظر  ** که بدان یابند ره در همدگر 
- Cinsiyet nedir? Bir çeşit bakış. Bununla bir cinsten olanlar, birbirlerine yol bulur, birbirlerine kavuşurlar.
- 
		    آن نظر که کرد حق در وی نهان  ** چون نهد در تو تو گردی جنس آن 
- Tanrı, birisine verdiği bakışı sana da verse sen de onun cinsinden olursun.
- 
		    هر طرف چه میکشد تن را نظر  ** بیخبر را کی کشاند با خبر 
- Bedeni her yana çeken nedir? bakıştır. Haberdar olan, nasıl olur da bihaberi bildiği tarafa çeker?
- 
		   چونک اندر مرد خوی زن نهد  ** او مخنث گردد و گان میدهد    2995
- Erkekte kadın huyu oldu mu puşt olur, namussuzluk eder.
- 
		    چون نهد در زن خدا خوی نری  ** طالب زن گردد آن زن سعتری 
- Kadına erkek huyu verdi mi kadın, kadın arar, sevici olur.
- 
		    چون نهد در تو صفات جبرئیل  ** همچو فرخی بر هواجویی سبیل 
- Tanrı, sana Cebrail sıfatlarını verirse kuş gibi uçar, havalarda yol ararsın.
- 
		    منتظر بنهاده دیده در هوا  ** از زمین بیگانه عاشق بر سما 
- Gözün, havayı gözler durur. Yeryüzüne yabancı kesilir, gökyüzüne âşık olursun.
- 
		    چون نهد در تو صفتهای خری  ** صد پرت گر هست بر آخر پری 
- Fakat sana eşek huyu verirse yüzlerce kanadın olsa uçar, ahıra konarsın!
- 
		   از پی صورت نیامد موش خوار  ** از خبیثی شد زبون موشخوار    3000
- Aşağılık fare, suret bakımından aşağı olmadı. Pisliğinden çaylağa zebun oldu.
- 
		    طعمهجوی و خاین و ظلمتپرست  ** از پنیر و فستق و دوشاب مست 
- Yemek peşinde koşan hain olan, karanlığa tapan, peynir, fıstık ve pekmezle sarhoş olur.
- 
		    باز اشهب را چو باشد خوی موش  ** ننگ موشان باشد و عار وحوش 
- Eşsiz doğan kuşunda bile fare huyu olursa farelere ar olur, hayvanlar ondan utanırlar.
- 
		    خوی آن هاروت و ماروت ای پسر  ** چون بگشت و دادشان خوی بشر 
- Oğul Harut’la Marut’a Tanrı insan huyunu verdi, melek huyları değişti.
- 
		    در فتادند از لنحن الصافون  ** در چه بابل ببسته سرنگون 
- “Biz Tanrıya ibadet için saflar kurmuşuz” makamından aşağıya düştüler, Bâbil kuyusuna baş aşağı asıldılar.
- 
		   لوح محفوظ از نظرشان دور شد  ** لوح ایشان ساحر و مسحور شد    3005
- Levhi mahfuz, gözlerinden uzaklaştı, levhleri büyü yapan ve büyülenen kişilerin bedenleri oldu.
- 
		    پر همان و سر همان هیکل همان  ** موسیی بر عرش و فرعونی مهان 
- Kanatları aynı, başları aynı, bedenleri aynı fakat birisi arz üstünde Musa, öbürü aşağılık yerlerde hor hakir Firavun.
- 
		    در پی خو باش و با خوشخو نشین  ** خوپذیری روغن گل را ببین 
- Huy peşinde yürü, iyi huyluyla düş kalk. Gül bağına bak, nasıl gülün huyunu almış.