هم تو خود را بر کنی از بیخ خواب ** همچو تشنه که شنود او بانک آب 590
Senin, kendi kendini uykudan çekip koparman lâzım... su sesini duyan susuz gibi hani.
بانگ آبم من به گوش تشنگان ** همچو باران میرسم از آسمان
Ben, susuzların kulağına gelen bir su sesiyim. Yağmur gibi göklerden yağarım ben.
بر جه ای عاشق برآور اضطراب ** بانگ آب و تشنه و آنگاه خواب
Âşık, sıçra, şu ıstıraptan kurtul. Hem susuzluk, hem su sesini duymak, hem de uyku... Bu nasıl olur?
حکایت آن عاشق کی شب بیامد بر امید وعدهی معشوق بدان وثاقی کی اشارت کرده بود و بعضی از شب منتظر ماند و خوابش بربود معشوق آمد بهر انجاز وعده او را خفته یافت جیبش پر جوز کرد و او را خفته گذاشت و بازگشت
Bir âşık,sevgilisinin verdiği söze uyup geleceği yere geldi,fakat gece uzadı,o da beklerken uykusu gelip daldı.Sevgilisi,va’idinde durdu, geldi.Fakat onu uyur görünce cebini cevizle doldurup gitti
عاشقی بودست در ایام پیش ** پاسبان عهد اندر عهد خویش
Eski zamanlarda bir âşık vardı, devrinde ahdinde duran bir âşıktı o.
سالها در بند وصل ماه خود ** شاهمات و مات شاهنشاه خود
Yıllarca zaman ay yüzlü sevgilisine bağlanmış, padişahına âdeta esir olmuştu.
عاقبت جوینده یابنده بود ** که فرج از صبر زاینده بود 595
Arayan nihayet bulur. Kurtuluş, sabırdan doğar.
گفت روزی یار او که امشب بیا ** که بپختم از پی تو لوبیا
Sevgilisi bir gün, bu gece gel dedi, senin için ballar börekler yaptım.
در فلان حجره نشین تا نیمشب ** تا بیایم نیمشب من بی طلب
Falan odada gece yarısına kadar bekle de geceleyin sen çağırmadan ben gelirim.
مرد قربان کرد و نانها بخش کرد ** چون پدید آمد مهش از زیر گرد
Adam, kurban kesti, ekmekler dağıttı.Beklediği ay, toz altından çıkmış görünmüştü.
شب در آن حجره نشست آن گرمدار ** بر امید وعدهی آن یار غار
O hararetli âşık geceleyin, sevgilisinin vaadine ümitlenerek o odaya gelip oturdu.
بعد نصف اللیل آمد یار او ** صادق الوعدانه آن دلدار او 600
Gece yarısı geçince va’dinde duran sevgilisi çıka geldi.
عاشق خود را فتاده خفته دید ** اندکی از آستین او درید
Fakat âşığını uyuyor buldu. Yeninden bir parça kesti.
گردگانی چندش اندر جیب کرد ** که تو طفلی گیر این میباز نرد
Sen çocuksun, bunlarla oynaya dur diye cebine de birkaç tane ceviz koydu.
چون سحر از خواب عاشق بر جهید ** آستین و گردگانها را بدید
Âşık, geceleyin uykusundan sıçrayıp uyanınca yanı başında yenini, cebindede cevizleri gördü.
گفت شاه ما همه صدق و وفاست ** آنچ بر ما میرسد آن هم ز ماست
Dedi ki: Padişahımız, doğruluktan, vefadan ibaret. Bize ne geliyorsa bizden geliyor!
ای دل بیخواب ما زین ایمنیم ** چون حرس بر بام چوبک میزنیم 605
Ey uykusuz gönül, biz bundan eminiz. Çünkü bekçi gibi dam üstünde elimizde sopa beklemekteyiz.
گردگان ما درین مطحن شکست ** هر چه گوییم از غم خود اندکست
Cevizlerimiz, bu değirmende kırıldı, derdimize ait ne söylesen azdır.
عاذلا چند این صلای ماجرا ** پند کم ده بعد ازین دیوانه را
Ey bizi kınayan, bu macerayı ne vakte dek dinleyip duracağız? Bundan böyle artık deliye az öğüt ver.
من نخواهم عشوهی هجران شنود ** آزمودم چند خواهم آزمود
Ben artık ayrılık işvesine ait sözleri duymak istemem. Bunu sınadım, ne vakte dek sınamaya devam edeceğim.
هرچه غیر شورش و دیوانگیست ** اندرین ره دوری و بیگانگیست
Bu yolda coşup köpürmekten, deli divane olmaktan başka ne varsa uzaklıktır, yabancılıktır.
هین بنه بر پایم آن زنجیر را ** که دریدم سلسلهی تدبیر را 610
Derhal kalk, ayağıma o zinciri vur.Çünkü ben, tedbir silsilesini yırttım gitti.
غیر آن جعد نگار مقبلم ** گر دو صد زنجیر آری بگسلم
Fakat o devletli sevgilimin büklüm büklüm saçlarından başka iki yüz tane zincir getirsen kırarım.
عشق و ناموس ای برادر راست نیست ** بر رد ناموس ای عاشق مهایست
Kardeş aşk ve namus doğru bir şey değil. Ey âşık, âr ve hayâ kapısında durma.
وقت آن آمد که من عریان شوم ** نقش بگذارم سراسر جان شوم
Artık vakti geldi, soyunayım, sureti bırakayım da baştanbaşa can olayım.
ای عدو شرم و اندیشه بیا ** که دریدم پردهی شرم و حیا
Ey utancın, düşüncenin düşmanı gel! Ben âr ve hayâ perdesini yırttım.