ای تو میر آب و من مستسقیم ** مستغاث المستغاث ای ساقیم
Sen, sulara, yağmurlara hâkimsin, ben de susuzum, su istiyorum. Ey beni suvaran medet, medet!
چون در آمد آن ضریر از در شتاب ** عایشه بگریخت بهر احتجاب
Kör kapıdan aceleyle gelince Ayşe, görünmemek için derhal kaçtı.
زانک واقف بود آن خاتون پاک ** از غیوری رسول رشکناک
O temiz kadın, kıskanç peygamberin gayretini biliyordu.
هر که زیباتر بود رشکش فزون ** زانک رشک از ناز خیزد یا بنون
Kim daha güzelse kıskançlığı daha artıktır. Çünkü oğullarım, kıskançlık nazdan meydana gelir.
گندهپیران شوی را قما دهند ** چونک از زشتی و پیری آگهند 675
Kokmuş kocakarılar, çirkinliklerini, kartlıklarını bilirler de kocalarına kendi elleriyle genç kadın alırlar, kendi elleriyle kendilerine ortak getirirler.
چون جمال احمدی در هر دو کون ** کی بدست ای فر یزدانیش عون
İki âlemde de Ahmed’in güzelliği gibi güzellik mi var? Allah nuru, ona yardım etmede.
نازهای هر دو کون او را رسد ** غیرت آن خورشید صدتو را رسد
İki âlemin nazı da onda olacak elbet. Bu bakımdan kıskançlık da, güneşten yüz kat daha parlak olan ona yaraşır.
که در افکندم به کیوان گوی را ** در کشید ای اختران هم روی را
در شعاع بینظیرم لا شوید ** ورنه پیش نور نم رسوا شوید
Benim eşi olmayan parlaklığıma karşı yok olun. Yoksa nuruma karşı rüsvay olursunuz.
از کرم من هر شبی غایب شوم ** کی روم الا نمایم که روم 680
Ben her gece keremimden kaybolurum, gider gibi görünürüm, yoksa nereye gideceğim?
تا شما بی من شبی خفاشوار ** پر زنان پرید گرد این مطار
Gider gibi görünürüm de, siz de bir gececik olsun bensiz şu âlemde yarasalar gibi kanat çırpın!
همچو طاووسان پری عرضه کنید ** باز مست و سرکش و معجب شوید
Tavus kuşları gibi kanatlarınızı gösterin, sarhoş olun, baş çekin, ululanın.
ننگرید آن پای خود را زشتساز ** همچو چارق کو بود شمع ایاز
Fakat çarık nasıl Eyaz’ın mumu ise siz de arada bir o çirkin ayaklarınıza bakın.
رو نمایم صبح بهر گوشمال ** تا نگردید از منی ز اهل شمال
Benlikle sol taraf ehlinden olmayasınız diye kulağınızı çekmek için sabahleyin yüz gösteririm der.
ترک آن کن که درازست آن سخن ** نهی کردست از درازی امر کن 685
Bunu bırak da bu söz uzundur. Kün emri sözü uzatmayı nehyetmiştir.
امتحان کردن مصطفی علیهالسلام عایشه را رضی الله عنها کی چه پنهان میشوی پنهان مشو که اعمی ترا نمیبیند تا پدید آید کی عایشه رضی الله عنها از ضمیر مصطفی علیه السلام واقف هست یا خود مقلد گفت ظاهرست
Mustafa aleyhisselâm’ın ,gönlümdekini biliyor mu,yoksa söylenen bir sözü mü taklit ediyor diye anlamak için,Allah razı olsun, Ayşeyi sınaması ve “Neden gizleniyorsun?Gizlenme. Kör,seni görmüyor ki” demesi.
گفت پیغامبر برای امتحان ** او نمیبیند ترا کم شو نهان
Peygamber, sınamak için “O kadar gizlenme, o seni görmüyor ki” dedi.
کرد اشارت عایشه با دستها ** او نبیند من همیبینم ورا
Ayşe elleriyle işaret ederek “O görmüyor ama ben onu görüyorum ya” demek istedi.
غیرت عقل است بر خوبی روح ** پر ز تشبیهات و تمثیل این نصوح
Bu öğüt vericinin sözlerinin benzetmelerle, örneklerle dolu olması, aklın, ruhun güzelliğine karşı kıskançlığından onu göstermek istemeyişinden ileri gelir.
با چنین پنهانیی کین روح راست ** عقل بر وی این چنین رشکین چراست
Ruh, bu kadar gizliyken akıl, neden bu derece de onu kıskanır?
از که پنهان میکنی ای رشکخو ** آنک پوشیدست نورش روی او 690
Onun nuru, kendi yüzünü örtmüştür. A kıskanç, kimden gizliyorsun?
میرود بیرویپوش این آفتاب ** فرط نور اوست رویش را نقاب
Bu güneş, yüzünü örtmeden seyredip durmada. Fakat onun şiddetli nuru, yüzüne perde olmada.
از که پنهان میکنی ای رشکور ** که آفتاب از وی نمیبیند اثر
Güneş bile ondan bir eser görmemekte. Artık sen, onu kimden gizlersin ki a kıskanç?
رشک از آن افزونترست اندر تنم ** کز خودش خواهم که هم پنهان کنم
Fakat bende öyle bir kıskançlık var ki onu kendimden bile kıskanır, kendimden bile gizlemek isterim.
ز آتش رشک گران آهنگ من ** با دو چشم و گوش خود در جنگ من
Şiddetli kıskançlık ateşimden gözlerimle, kulaklarımla savaşa girişmişim âdeta.
چون چنین رشکیستت ای جان و دل ** پس دهان بر بند و گفتن را بهل 695
Ey can, ey gönül! Mademki bu kadar kıskançsın, ağzını yum, sözü bırak bari.