Kıyamet gününün sahibi olan Allah’ın adaleti, şunun, bunun gönlünden zuhur eder durur.
کان فلان چون شد چه شد حالش چه گشت ** همچنانک جوشد از گلزار کشت2490
“Filân ne oldu, hali nedir, kim öldürdü acaba?” diye topraktan ekin fışkırır gibi şunun, bunun gönlünden meraklar fışkırır.
جوشش خون باشد آن وا جستها ** خارش دلها و بحث و ماجرا
Gönüllerdeki bu meraklar, bu araştırmalar, bundan bahsetmeler, hep o kanın kaynamasıdır.
چونک پیداگشت سر کار او ** معجزه داود شد فاش و دوتو
O adamın gizli sırrı meydana çıkınca Davud’un mucizesi halka yayıldı; bu mucize bir dereceyken halk tarafından âdeta iki derece meşhur oldu.
خلق جمله سر برهنه آمدند ** سر به سجده بر زمینها میزدند
Herkes baş açık gelip yerlere secde etmekte,
ما همه کوران اصلی بودهایم ** از تو ما صد گون عجایب دیدهایم
“Biz doğuştan körmüşüz, senden yüzlerce şaşılacak şey gördük.
سنگ با تو در سخن آمد شهیر ** کز برای غزو طالوتم بگیر2495
Taş, Talût’la beraber savaşa giderken sana söyledi, beni al dedi.
تو به سه سنگ و فلاخن آمدی ** صد هزاران مرد را بر هم زدی
Sen elinde bir sapan, üç tane de taş olduğu halde geldin, yüz binlerce adamı birbirine kattın, kırdın, geçirdin.
سنگهایت صدهزاران پاره شد ** هر یکی هر خصم را خونخواره شد
Taşların yüz binlerce parçaya ayrıldı, her parçası bir düşmanın kanını içti.
آهن اندر دست تو چون موم شد ** چون زرهسازی ترا معلوم شد
Demir, elinde mum gibi yumuşadı, onunla zırh yaptın, bu da âleme yayıldı, herkes bildi.
کوهها با تو رسایل شد شکور ** با تو میخوانند چون مقری زبور
Dağlar sana şükredici risaleler oldu, seninle berber adam gibi Zebur okudular!
صد هزاران چشم دل بگشاده شد ** از دم تو غیب را آماده شد2500
Senin sözünle yüz binlerce kişinin can gözü açıldı, gayb âlemine hazırlandı.
و آن قویتر زان همه کین دایمست ** زندگی بخشی که سرمد قایمست
Fakat onların hepsinden kuvvetli mucizen bu: Sen, insana hayat bağışlamaktasın, bu bağışlaman daimî,
جان جملهی معجزات اینست خود ** کو ببخشد مرده را جان ابد
Zaten bütün mucizelerin canı da bu… Ölüye ebedî hayat bağışlamak!” demekteydi.
کشته شد ظالم جهانی زنده شد ** هر یکی از نو خدا را بنده شد
Zalim öldürüldü, bütün bir dünya dirildi. Halkın hepsi de yeni baştan Allah’a kul oldu.
بیان آنک نفس آدمی بجای آن خونیست کی مدعی گاو گشته بود و آن گاو کشنده عقلست و داود حقست یا شیخ کی نایب حق است کی بقوت و یاری او تواند ظالم را کشتن و توانگر شدن به روزی بیکسب و بیحساب
İnsanın nefsi, öküzü öldüren davacıya benzer, öldüren de akıldır. Davud, Tantı yahut Allah vekili olan şeyhtir. Zalim, onun yardımıyla öldürülebilir. Çalışıp kazanamadan hesapsız rızık, onun himmetiyle elde edilebilir… İnsan, onun sayesinde devlete erişir, zenginleşir
نفس خود را کش جهانی را زنده کن ** خواجه را کشتست او را بنده کن
Nefsini öldür de âlemi dirilt. Nefis, efendisini öldürmüştür; sen, onu kendine kul, köle yap!
مدعی گاو نفس تست هین ** خویشتن را خواجه کردست و مهین2505
Kendine gel, öküzü dâva eden senin nefsindir; kendisini efendi yerine koymuştur, ululuk taslamaktadır.
آن کشندهی گاو عقل تست رو ** بر کشنده گاو تن منکر مشو
Öküzü öldüren de aklındır. Hadi, artık ten öküzünü öldüreni inkâr etme!
عقل اسیرست و همی خواهد ز حق ** روزیی بی رنج و نعمت بر طبق
Akıl bir esirdir. Daima Hak’tan zahmetsizce bir rızık, tabak tabak nimetler ister.
روزی بی رنج او موقوف چیست ** آنک بکشد گاو را کاصل بدیست
Onun zahmetsizce rızıklanması neye bağlıdır? Kötülüğün aslı olan öküzün öldürülmesine.
نفس گوید چون کشی تو گاو من ** زانک گاو نفس باشد نقش تن
Nefis, “Benim öküzümü nasıl olurda öldürürsün?” der. Çünkü nefis öküz, ten suretidir.
خواجهزادهی عقل مانده بینوا ** نفس خونی خواجه گشت و پیشوا2510
Velinimet zâde olan akıl, ihtiyaçlar içinde kalmış, kanlı katil nefis, efendi olmuş, öne geçmiş!
روزی بیرنج میدانی که چیست ** قوت ارواحست و ارزاق نبیست
لیک موقوفست بر قربان گاو ** گنج اندر گاو دان ای کنجکاو
Fakat bunu elde etmek, öküzü öldürmeye bağlıdır. Hazine öküzün içindedir ey hazine arayan, yerleri kazıp duran!
دوش چیزی خوردهام ور نه تمام ** دادمی در دست فهم تو زمام
Dün biraz bir şey yemiştim, onun için lâyıkıyla anlatamıyorum. Yoksa bunu tamamıyla anlatır, yuları anlayışının eline teslim ederdim.
دوش چیزی خوردهام افسانه است ** هرچه میآید ز پنهان خانه است
Ama dün bir şey yedim demem de masaldan ibaret… Çünkü ne gelirse o gizli evden geliyor.
چشم بر اسباب از چه دوختیم ** گر ز خوشچشمان کرشم آموختیم2515
Güzel gözlülerden işve, cilve öğrenmişsek neden gözümüzü sebeplere dikip duruyoruz.
هست بر اسباب اسبابی دگر ** در سبب منگر در آن افکن نظر
Sebeplerin de başka sebepleri var. Sebebe bakma da asıl ona bak!
انبیا در قطع اسباب آمدند ** معجزات خویش بر کیوان زدند
Peygamberler, sebepleri gidermek için geldiler. Mucizelerini ta Zuhal yıldızına ulaştırdılar.
بیسبب مر بحر را بشکافتند ** بی زراعت چاش گندم یافتند
Sebep ve vesilesiz denizi böldüler, ekmeksizin buğday yığınını buldular.
ریگها هم آرد شد از سعیشان ** پشم بز ابریشم آمد کشکشان
Çalışmaları yüzünden kum taneleri un olurdu. Keçinin yünlerini çektiler mi ellerinde ibrişim olurdu.
جمله قرآن هست در قطع سبب ** عز درویش و هلاک بولهب2520
Bütün Kur’an, sebebi gidermeye aittir. Zahiren yoksul olan Peygamber’in yüceliğini, yine zahiren yüce olan Ebuleheb’in helâkini anlatır durur.
مرغ بابیلی دو سه سنگ افکند ** لشکر زفت حبش را بشکند
Ebabil kuşları iki üçtaş attılar mı o koca Habeş ordusunu kırıp geçirirler.
پیل را سوراخ سوراخ افکند ** سنگ مرغی کو به بالا پر زند
Ta yukarılarda uçan kuşun attığı bir taş, fili delik deşik eder.
دم گاو کشته بر مقتول زن ** تا شود زنده همان دم در کفن
Öldürülmüş adama kesilmiş öküzün kuyruğuyla vur da hemen dirilsin, kefeniyle kalksın.
حلقببریده جهد از جای خویش ** خون خود جوید ز خونپالای خویش
Kesilmiş boğazı, yerinden davransın, kanını dökenlerden kanını istesin denir.
همچنین ز آغاز قرآن تا تمام ** رفض اسبابست و علت والسلام2525
Bunlar ve bunlara benzer daha nice şeyler var… Kur’an, baştan sona sebepleri, illetleri nefyeder vesselâm.
کشف این نه از عقل کارافزا شود ** بندگی کن تا ترا پیداشود
Fakat bunları anlamak, işi uzatıp duran aklın harcı değildir. Kulluk et de bunlar sana keşfolsun!
بند معقولات آمد فلسفی ** شهسوار عقل عقل آمد صفی
Felsefeye sarılan kişinin aklı, akılla anlaşılabilen şeylere bağlanmış kalmıştır. Fakat temiz ve pak kişi, aklın aklının (Akl-ı Küll’ün) tek binicisi oldu.