مومنان معدود لیک ایمان یکی ** جسمشان معدود لیکن جان یکی
İnananlar sayılıdır, çoktur ama iman birdir... Cisimleri çoktur ama canları tektir.
غیرفهم و جان که در گاو و خرست ** آدمی را عقل و جانی دیگرست
İnsanda öküzün, eşeğin anlayışından ve canından başka bir akıl, başka bir can vardır.
باز غیرجان و عقل آدمی ** هست جانی در ولی آن دمی410
O deme erişen, o makamda Allah velisi olan kişide de, insandaki candan, akıldan başka ve ayrı bir can ve akıl vardır.
جان حیوانی ندارد اتحاد ** تو مجو این اتحاد از روح باد
Hayvani canlarda birlik yoktur... Sen bu birliği rüzgârın ruhunda arama!
گر خورد این نان نگردد سیر آن ** ور کشد بار این نگردد او گران
Bu hayvani can, ekmek yese insani ruhun karnı doymaz; bu yük çekse o, sıkıntı çekmez!
بلک این شادی کند از مرگ او ** از حسد میرد چو بیند برگ او
Hatta onun ölümüyle bu hayvani ruh, neşelenir, sevinir... İnsani ruhun bir şey elde ettiğini görünce de hasedinden ölür!
جان گرگان و سگان هر یک جداست ** متحد جانهای شیران خداست
Kurtların, köpeklerin canı, hep ayrı ayrıdır. Bir olan Allah aslanlarının canlarıdır.
جمع گفتم جانهاشان من به اسم ** کان یکی جان صد بود نسبت به جسم415
Canları diye cemi sırasıyla söyledim... Çünkü o bir tek can, cisme nispetle yüz olur!
همچو آن یک نور خورشید سما ** صد بود نسبت بصحن خانهها
Gökteki bir tek güneşin bir tek nuru da ev içlerine vurunca yüzlerce nur olur ya!
لیک یک باشد همه انوارشان ** چونک برگیری تو دیوار از میان
Fakat ortadan duvarları kaldırdın mı hepsinin de nuru bir olur.
چون نماند خانهها را قاعده ** مومنان مانند نفس واحده
Evlerin temelleri kalmadı mı müminler bir tek insana döner, bu sır meydana çıkar.
فرق و اشکالات آید زین مقال ** زانک نبود مثل این باشد مثال
Bu sözden farklar belirir, müşküller doğar... Çünkü hakikatte buna benzemez bu iş ki; bu bir misaldir.
فرقها بیحد بود از شخص شیر ** تا به شخص آدمیزاد دلیر420
Aslanla yiğit bir Âdemoğlu arasında sonsuz farklar vardır.
لیک در وقت مثال ای خوشنظر ** اتحاد از روی جانبازی نگر
Fakat ey hoş gün gören kişi misal getirildiği zaman aradaki birlik, yiğitlik ve canla başla oynama bakımındandır.
کان دلیر آخر مثال شیر بود ** نیست مثل شیر در جملهی حدود
Çünkü o yiğit, her bakımdan aslanın misli değildir, nihayet yiğitlik bakımından aslana benzer.
متحد نقشی ندارد این سرا ** تا که مثلی وا نمایم من ترا
Bu âlemde her bakımdan bir olan bir nakış, bir suret yoktur ki sana mislini göstereyim.
هم مثال ناقصی دست آورم ** تا ز حیرانی خرد را وا خرم
Aklı, şaşkınlıktan kurtarayım diye yine nakış bir misale el atayım:
شب بهر خانه چراغی مینهند ** تا به نور آن ز ظلمت میرهند425
Geceleyin her eve bir kandil, bir mum korlar ve onun ışığıyla karanlıktan kurtulurlar ya...
آن چراغ این تن بود نورش چو جان ** هست محتاج فتیل و این و آن
O kandil, bu tene benzer, nuru da cana. Kandil, fitile, şuna buna muhtaçtır.
آن چراغ شش فتیلهی این حواس ** جملگی بر خواب و خور دارد اساس
Bu duyguların o altı fitilli kandili, umumiyetle uykuya, yemeye, içmeye dayanır... O kandilin temeli, bunlardır.
بیخور و بیخواب نزید نیم دم ** با خور و با خواب نزید نیز هم
Yiyip içmeden, yatıp uyumadan yarım nefeslik bir zaman bile yaşayamaz... Fakat yiyip yatmakla da yaşayamaz!
بیفتیل و روغنش نبود بقا ** با فتیل و روغن او هم بیوفا
Fitili, yağı olmadıkça bakası yoktur; fakat fitille, yağla da vefası yoktur.
زانک نور علتیاش مرگجوست ** چون زید که روز روشن مرگ اوست430
Çünkü sebebe bağlı olan, sebepsiz meydana gelmeyen ışığı, ölümü arar durur... Nasıl yaşayabilir ki aydın gün, onun ölümüdür.
جمله حسهای بشر هم بیبقاست ** زانک پیش نور روز حشر لاست
İnsanın bütün duygularının da bakası yoktur... Zira mahşer günü, hepsi de yok olur gider!
نور حس و جان بابایان ما ** نیست کلی فانی و لا چون گیا
Fakat atalarımızın duygu ve can ışığı, tamamı ile de ot gibi bitip ot gibi yitmez... Tamamı ile fani olmamıştır.
لیک مانند ستاره و ماهتاب ** جمله محوند از شعاع آفتاب
Yalnız güneşin nurunda yıldızların nuru ve ay ışığı mahvolur ve görünmez!
آنچنان که سوز و درد زخم کیک ** محو گردد چون در آید مار الیک
Pirenin ısırmasından meydana gelen yanış, dert ve zahmet, yılan ısırınca mahvolur ya!
آنچنان که عور اندر آب جست ** تا در آب از زخم زنبوران برست435
Çıplak adam arıların sokmasından kurtulmak için suya atlar ya!
میکند زنبور بر بالا طواف ** چون بر آرد سر ندارندش معاف
Arılar adamın tepesinde dolaşır dururlar... Başını bir çıkardı mı hiç affetmezler, hemen sokarlar!
آب ذکر حق و زنبور این زمان ** هست یاد آن فلانه وان فلان
Allah’ı anış sudur, zamanede şu kadının, bu erkeğin anılışı da arı!
دم بخور در آب ذکر و صبر کن ** تا رهی از فکر و وسواس کهن
Allah’ı anış suyuna dal, nefesini tut, sabret de eski düşüncelerden, vesveselerden kurtul!
بعد از آن تو طبع آن آب صفا ** خود بگیری جملگی سر تا به پا
Ondan sonra da sen, tepeden tırnağa kadar o arı duru suyun tabiatına bürünürsün...
آنچنان که از آب آن زنبور شر ** میگریزد از تو هم گیرد حذر440
Öyle bir hale gelirsin ki o kötü arı, sudan nasıl kaçar, çekinirse senden de öyle kaçar, öyle çekinir!
بعد از آن خواهی تو دور از آب باش ** که بسر همطبع آبی خواجهتاش
Sonra dilersen sudan uzaklaş... İçten suyun tabiatına sahip olursun, hakikatte ondan ayrılmamış sayılırsın!
بس کسانی کز جهان بگذشتهاند ** لا نیند و در صفات آغشتهاند
Dünyadan geçen kişiler de yok olmamışlar, fakat Allah sıfatlarına bürünmüşlerdir.
در صفات حق صفات جملهشان ** همچو اختر پیش آن خور بینشان
Onların sıfatları, Hak sıfatlarına karşı, güneşin karşısındaki yıldızlara dönmüştür.
گر ز قرآن نقل خواهی ای حرون ** خوان جمیع هم لدینا محضرون
A inatçı Kur’an’dan buna delil istiyorsan oku: “Onların hepsi huzurumuzdadır!”
محضرون معدوم نبود نیک بین ** تا بقای روحها دانی یقین445
Haklarında “Huzurumuzdadır” denenler yok olamazlar, iyi dikkat et de ruhların bakasını iyice anlayasın!
روح محجوب از بقا بس در عذاب ** روح واصل در بقا پاک از حجاب
Bakadan mahcup olan ruh azaptadır, Allah’a vasıl olan ruhsa baka âleminde hicaplardan kurtulmuş bir haldedir.
زین چراغ حس حیوان المراد ** گفتمت هان تا نجویی اتحاد
İşte bu hayvani duygu kandilinden ne murat edilmişse, bu kandilin hakikati neyse sana söyledim... Kendine gel de sakın bu hayvani duyguyla ruh arasında bir birlik tasavvur etme!
روح خود را متصل کن ای فلان ** زود با ارواح قدس سالکان