-
ساعتی تاخیر کرد اندر شدن ** بعد از آن شد پیش شیر پنجه زن 1055
- Tavşan, aslana gitmede biraz gecikti, sonra pençesi kuvvetli aslanın yanına gitti.
-
ز آن سبب کاندر شدن او ماند دیر ** خاک را میکند و میغرید شیر
- Aslan, tavşan gecikti diye pençesiyle toprağı kazmakta, kükremekteydi:
-
گفت من گفتم که عهد آن خسان ** خام باشد خام و سست و نارسان
- “Ben, o alçakların ahdi hamdır, ham, ahitleri kötüdür, sözlerinde durmazlar demiştim.
-
دمدمهی ایشان مرا از خر فگند ** چند بفریبد مرا این دهر چند
- Onların gürültüleri beni yaya bıraktı. Bu felek beni ne vakte kadar aldatacak, ne vakte kadar?
-
سخت درماند امیر سست ریش ** چون نه پس بیند نه پیش از احمقیش
- Tedbirsiz emir, adamakıllı âciz kalır. Çünkü ahmaklığından dolayı ne önünü görür, ne ardını!” dedi.
-
راه هموار است و زیرش دامها ** قحط معنی در میان نامها 1060
- Yol düzgün ama altında tuzaklar var. Yazının tarzı hoş ama içinde mana kıt.
-
لفظها و نامها چون دامهاست ** لفظ شیرین ریگ آب عمر ماست
- Sözler, yazılar, tuzaklara benzer. Tatlı sözler, bizim ömrümüzün kumudur.
-
آن یکی ریگی که جوشد آب ازو ** سخت کمیاب است رو آن را بجو
- İçinde su kaynayan kum pek az bulunur; yürü, onu ara!
-
منبع حکمت شود حکمت طلب ** فارغ آید او ز تحصیل و سبب
- Hikmet arayan hikmet kaynağı olur, tahsilden ve sebeplere teşebbüsten kurtulur.
-
لوح حافظ لوح محفوظی شود ** عقل او از روح محظوظی شود
- Bilgileri hıfzeden levh, bir Levh-i Mahfuz olur; aklı ruhtan nasiplenir, feyz alır.