-
دید از زاریش کو زار دل است ** تن خوش است و او گرفتار دل است
- İnlemesinden gördü ki, o gönül hastasıdır. Vücudu afiyettedir ama o, gönle tutulmuştur.
-
عاشقی پیداست از زاری دل ** نیست بیماری چو بیماری دل
- Âşıklık gönül iniltisinden belli olur, hiçbir hastalık gönül hastalığı gibi değildir.
-
علت عاشق ز علتها جداست ** عشق اصطرلاب اسرار خداست 110
- Âşığın hastalığı bütün hastalıklardan ayrıdır. Aşk, Tanrı sırlarının usturlâbıdır.
-
عاشقی گر زین سر و گر ز ان سر است ** عاقبت ما را بدان سر رهبر است
- Âşıklık, ister o cihetten olsun, ister bu cihetten... Akıbet bizim için o tarafa kılavuzdur.
-
هر چه گویم عشق را شرح و بیان ** چون به عشق آیم خجل گردم از آن
- Aşkı şerh etmek ve anlatmak için ne söylersem söyleyeyim... Asıl aşka gelince o sözlerden mahcup olurum.
-
گر چه تفسیر زبان روشنگر است ** لیک عشق بیزبان روشنتر است
- Dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır, fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır.
-
چون قلم اندر نوشتن میشتافت ** چون به عشق آمد قلم بر خود شکافت
- Çünkü kalem, yazmada koşup durmaktadır, ama aşk bahsine gelince; çatlar, âciz kalır.
-
عقل در شرحش چو خر در گل بخفت ** شرح عشق و عاشقی هم عشق گفت 115
- Aşkın şerhinde akıl, çamura saplanmış eşek gibi yattı kaldı. Aşkı, âşıklığı yine aşk şerh etti.
-
آفتاب آمد دلیل آفتاب ** گر دلیلت باید از وی رو متاب
- Güneşin vücuduna delil, yine güneştir. Sana delil lâzımsa güneşten yüz çevirme.
-
از وی ار سایه نشانی میدهد ** شمس هر دم نور جانی میدهد
- Gerçi gölgede güneşin varlığından bir nişan verir, fakat asıl güneş her an can nuru bahşeyler.