-
نور حق را نیست ضدی در وجود ** تا به ضد او را توان پیدا نمود
- Varlık âleminde Hak nurunun zıddı yoktur ki açıkça görünebilsin.
-
لاجرم أبصارنا لا تدرکه ** و هو یدرک بین تو از موسی و که 1135
- Hulâsa gözlerimiz onu idrak edemez; o bizi görür, idrak eder. Sen bunu, Mûsâ ile Tûr kıssasında gör!
-
صورت از معنی چو شیر از بیشه دان ** یا چو آواز و سخن ز اندیشه دان
- Suretle manayı; aslanla orman yahut ses ve sözle düşünce gibi bil!
-
این سخن و آواز از اندیشه خاست ** تو ندانی بحر اندیشه کجاست
- Bu söz, bu ses; düşünceden meydana geldi. Fakat düşünce denizi nerede? Onu bilmezsin.
-
لیک چون موج سخن دیدی لطیف ** بحر آن دانی که باشد هم شریف
- Ama lâtif bir söz dalgası görünce onun denizinin de kadri yüce bir deniz olacağını anlarsın.
-
چون ز دانش موج اندیشه بتاخت ** از سخن و آواز او صورت بساخت
- Bilgiden düşünce dalgası zuhura gelince mana, söz ve sesten bir suret düzdü.
-
از سخن صورت بزاد و باز مرد ** موج خود را باز اندر بحر برد 1140
- Sözden bir şekil doğdu, yine öldü. Dalga kendini yine denize iletti.
-
صورت از بیصورتی آمد برون ** باز شد که إنا إليه راجعون
- Suret sûretsizlikten çıktı, yine sûretsizliğe döndü. Zira biz yine Tanrı’ya döneceğiz.
-
پس ترا هر لحظه مرگ و رجعتی است ** مصطفی فرمود دنیا ساعتی است
- Şu halde sen her göz açıp kapamada ölüyor, diriliyorsun. Mustafa “dünya bir andan ibarettir” buyurdu.
-
فکر ما تیری است از هو در هوا ** در هوا کی پاید آید تا خدا
- Bizim fikrimiz havada bir oktur. Havada nasıl durur? Tanrı’ya gelir.