-
گر ترا قندی دهد آن زهر دان ** گر به تن لطفی کند آن قهر دان
- Sana şeker verirse sen bunu zehir bil, bir lütufta bulunursa onu kahır bil!
-
چون قضا آید نبینی غیر پوست ** دشمنان را باز نشناسی ز دوست
- Kaza gelince kabuktan başka bir şey göremez, düşmanları dostlardan ayıramazsın.
-
چون چنین شد ابتهال آغاز کن ** ناله و تسبیح و روزه ساز کن 1195
- Böyle olunca yalvarmaya başla, ağlayıp inlemeye, tesbihe, oruca devam et!
-
ناله میکن کای تو علام الغیوب ** زیر سنگ مکر بد ما را مکوب
- “Rabbim, sen gaipleri bilirsin. Günahtan dolayı bizden intikam alma” diye yalvar, yakar!
-
گر سگی کردیم ای شیر آفرین ** شیر را مگمار بر ما زین کمین
- “Ey aslanları yaratan! Eğer biz bir köpeklik etmişsek bu pusudan bizim üstümüze aslanı saldırma!
-
آب خوش را صورت آتش مده ** اندر آتش صورت آبی منه
- Güzel suya ateş şeklini, ateşe de su letafini verme!” diye niyaz et!
-
از شراب قهر چون مستی دهی ** نیستها را صورت هستی دهی
- Yarabbi, sen kahır şarabıyla insanı sarhoş edersen yok olan şeylere varlık suretini verir, onları var gibi gösterirsin.
-
چیست مستی بند چشم از دید چشم ** تا نماید سنگ گوهر پشم یشم 1200
- Sarhoşluk nedir? Taşı gevher, yünü yeşim taşı görecek derecede gözün bağlanması, görmemesidir.
-
چیست مستی حسها مبدل شدن ** چوب گز اندر نظر صندل شدن
- Sarhoşluk nedir? Ilgın ağacı göze sandal ağacı görünecek kadar duyguların değişmesidir!
-
قصهی هدهد و سلیمان در بیان آن که چون قضا آید چشمهای روشن بسته شود
- Kaza gelince aydın gözlerin bile bağlanacağını bildiren Süleyman hikâyesi
-
چون سلیمان را سراپرده زدند ** جمله مرغانش به خدمت آمدند
- Süleyman’ın büyük divan çadırı kurulunca bütün kuşlar huzuruna geldiler.