-
هم زبانی خویشی و پیوندی است ** مرد با نامحرمان چون بندی است 1205
- Aynı dili konuşma, hısımlık ve bağlılıktır. İnsan yabancılarla kalırsa mahpusa benzer.
-
ای بسا هندو و ترک هم زبان ** ای بسا دو ترک چون بیگانگان
- Nice Hindli, nice Türk vardır ki dildeştirler. Nice iki Türk de vardır ki birbirlerine yabancı gibidirler.
-
پس زبان محرمی خود دیگر است ** هم دلی از هم زبانی بهتر است
- Şu halde mahremlik dili, bambaşka bir dildir. Gönül birliği dil birliğinden daha iyidir.
-
غیر نطق و غیر ایما و سجل ** صد هزاران ترجمان خیزد ز دل
- Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder.
-
جمله مرغان هر یکی اسرار خود ** از هنر وز دانش و از کار خود
- Kuşların hepsi, bütün sırlarını, hünerlerine, bilgi ve işlerine ait şeyleri.
-
با سلیمان یک به یک وامینمود ** از برای عرضه خود را میستود 1210
- Süleyman’a birer birer apaçık söylüyorlar, kendilerini bildirmek ve tanıtmak için öğünüyorlardı.
-
از تکبر نی و از هستی خویش ** بهر آن تا ره دهد او را به پیش
- Bu öğünmek kibirden, varlıktan dolayı değildi. Her kuş, onun huzuruna varsın, yakınlarından olsun diye öğünüyordu.
-
چون بباید بردهای را خواجهای ** عرضه دارد از هنر دیباجهای
- Bir kul, bir efendiye kul olmak dilerse hünerinden bir miktarını ona arz eder.
-
چون که دارد از خریداریش ننگ ** خود کند بیمار و کر و شل و لنگ
- Fakat o efendi tarafından satın alınmayı istemezse kendisini hasta, sağır, çolak ve topal gösterir.
-
نوبت هدهد رسید و پیشهاش ** و آن بیان صنعت و اندیشهاش
- Hüthüdün hünerini arz etme sırası geldi; sanatını ve düşüncelerini bildirme nöbeti erişti.