-
پس سلیمان گفت ای نیکو رفیق ** در بیابانهای بیآب عمیق 1220
- Süleyman da “Ey iyi yoldaş! Susuz ve uçsuz bucaksız çöllerde sen bize arkadaş ol; bu suretle su bulur, seferde yoldaşlara saka olursun” dedi.
-
طعنهی زاغ در دعوی هدهد
- Karganın, Hüthüt’ün dâvasını kınaması
-
زاغ چون بشنود آمد از حسد ** با سلیمان گفت کاو کژ گفت و بد
- Karga, bunu işitince hasedinden ilerleyip Süleyman’a “Hüthüt aykırı ve kötü söyledi.
-
از ادب نبود به پیش شه مقال ** خاصه خود لاف دروغین و محال
- Padişah huzurunda söz söylemek, edebe aykırıdır. Hele yalan ve olmayacak söz olursa.
-
گر مر او را این نظر بودی مدام ** چون ندیدی زیر مشتی خاک دام
- Eğer onun böyle bir görüşü olsaydı bir avuç toprak altındaki tuzağı nasıl görmezdi?
-
چون گرفتار آمدی در دام او ** چون قفس اندر شدی ناکام او
- Nasıl olur da tuzağa tutulurdu, nasıl olur da ümitsiz bir halde kafese girerdi?” dedi.
-
پس سلیمان گفت ای هدهد رواست ** کز تو در اول قدح این درد خاست 1225
- Bunun üzerine Süleyman dedi ki: “Ey Hüthüt! Daha ilk kadehte böyle bulunman lâyık mı, akla sığar mı?
-
چون نمایی مستی ای خورده تو دوغ ** پیش من لافی زنی آن گه دروغ
- Ayran içen! Kendini nasıl oluyor da sarhoş gösteriyor, huzurumda sonu yalan çıkacak bir söz söylüyorsun?”
-
جواب گفتن هدهد طعنهی زاغ را
- Hüthüt’ün karganın kınamasına cevap vermesi
-
گفت ای شه بر من عور گدای ** قول دشمن مشنو از بهر خدای
- Hüthüt dedi ki: “Padişahım, Allah aşkına bu çıplak yoksul hakkında düşmanın söylediği sözü dinleme!
-
گر به بطلان است دعوی کردنم ** من نهادم سر ببر این گردنم
- Eğer ettiğim dâva yalansa işte başımı koydum, boyumu vur! Kaza hükmünü inkâr eden karga, binlerce aklı olsa yine kâfirdir.
-
زاغ کاو حکم قضا را منکر است ** گر هزاران عقل دارد کافر است
- Kaza hükmünü inkâr eden karga, binlerce aklı olsa yine kâfirdir.