-
گفت پیش آ زخمم او را قاهر است ** تو ببین کان شیر در چه حاضر است
- Aslan “İleri yürü. Benim açacağım yara, onu kahreder, bir bak, o aslan orada mı? “ dedi.
-
گفت من سوزیدهام ز آن آتشی ** تو مگر اندر بر خویشم کشی
- Tavşan “Ben o ateşten bir kere yanmışım. Sen beni kucağına alırsan,
-
تا بپشت تو من ای کان کرم ** چشم بگشایم به چه در بنگرم
- Ey kerem madeni, ancak o vakit yardımınla gözümü açar, kuyuya bakabilirim” dedi.
-
نظر کردن شیر در چاه و دیدن عکس خود را و آن خرگوش را
- Aslanın kuyuya bakıp kendinin ve tavşanın aksini görmesi
-
چون که شیر اندر بر خویشش کشید ** در پناه شیر تا چه میدوید
- Aslan onu kucağına aldı. O da aslanın himayesinde kuyuya kadar vardı.
-
چون که در چه بنگریدند اندر آب ** اندر آب از شیر و او در تافت تاب 1305
- Kuyunun içine, suya bakınca aslanın ve onun aksi, sı içinde parıldadı.
-
شیر عکس خویش دید از آب تفت ** شکل شیری در برش خرگوش زفت
- Aslan su içinde parıldayan aksini gördü. Suda bir aslan şekliyle kucağında şişman bir tavşan şekli gördü.
-
چون که خصم خویش را در آب دید ** مر و را بگذاشت و اندر چه جهید
- Su içinde düşmanını görünce, tavşanı bırakıp kuyu içine sıçradı.
-
در فتاد اندر چهی کاو کنده بود ** ز آن که ظلمش در سرش آینده بود
- Kendi kazdığı kuyuya kendi düştü. Çünkü yaptığı zulüm, kendi başına geldi.
-
چاه مظلم گشت ظلم ظالمان ** این چنین گفتند جمله عالمان
- Zalimlerin zulmü karanlık bir kuyudur; bütün âlimler böyle dediler:
-
هر که ظالمتر چهش با هولتر ** عدل فرموده ست بدتر را بتر 1310
- Daha ziyade zalim olanın kuyusu, daha korkunçtur. Adalet “daha kötüye, daha kötü ceza verilir” buyurmuştur.