-
گر نه کوری این کبودی دان ز خویش ** خویش را بد گو، مگو کس را تو بیش 1330
- Kör değilsen bu körlüğü kendinden bil. Kendine kötü de, başkasına deme!
-
مومن ار ینظر بنور الله نبود ** غیب مومن را برهنه چون نمود
- Eğer mümin, Tanrı nuruyla bakmamış olaydı; gaip mümine bütün çıplaklığıyla nasıl görünürdü?
-
چون که تو ینظر بنار الله بدی ** در بدی از نیکویی غافل شدی
- Fakat sen Tanrı nuruyla değil, Tanrı ateşiyle baktığından kötülükte kaldın, iyilikten gafil oldun;
-
اندک اندک آب بر آتش بزن ** تا شود نار تو نور ای بو الحزن
- Ey gama, kedere dalmış adam! Azar azar ateşe nur serp ki ateşin nura dönsün.
-
تو بزن یا ربنا آب طهور ** تا شود این نار عالم جمله نور
- Ya Rabbi, sen de o tertemiz suyu serp de âlemin şu ateşi tamamıyla nur olsun.
-
آب دریا جمله در فرمان تست ** آب و آتش ای خداوند آن تست 1335
- Denizin suyu hep ferman altındadır; ya Rabbi su da senindir, ateş de!
-
گر تو خواهی آتش آب خوش شود ** ور نخواهی آب هم آتش شود
- Sen istersen ateş, lâtif su olur; dilemezsen su bile ateş kesilir.
-
این طلب در ما هم از ایجاد تست ** رستن از بیداد یا رب داد تست
- Bizim şu niyazımızı a yine sen ilham etmektesin. Zulümden kurtulmamız, senin ihsanındır.
-
بیطلب تو این طلبمان دادهای ** گنج احسان بر همه بگشادهای
- Sen bize bu isteği, biz istemeksizin verdin, hadsiz, hesapsız ihsanlarda bulundun.
-
مژده بردن خرگوش سوی نخجیران که شیر در چاه افتاد
- Tavşanın, av hayvanlarına “aslan kuyuya düştü” diye müjde götürmesi
-
چون که خرگوش از رهایی شاد گشت ** سوی نخجیران دوان شد تا به دشت
- Tavşan kurtulduğunda sevinerek ovaya, av hayvanlarına koştu.