-
نفس خرگوشت به صحرا در چرا ** تو به قعر این چه چون و چرا
- Senin tavşan nefsin sahrada yiyip içmekte, zevk ve sefa etmekte. Sen ise şu dedikodu, bahis ve münakaşa kuyusunun dibindesin!
-
سوی نخجیران دوید آن شیر گیر ** کابشروا یا قوم إذ جاء البشیر
- O aslan avcısı tavşan, av hayvanlarının bulunduğu yere koşup “birbirinizi muştulayın. Size müjdeci geldi.
-
مژده مژده ای گروه عیشساز ** کان سگ دوزخ به دوزخ رفت باز
- Müjde, ey zevk u sefaya dalmış olanlar! Müjde ki o cehennem köpeği, geldiği cehenneme gitti.
-
مژده مژده کان عدوی جانها ** کند قهر خالقش دندانها 1355
- Müjde! Tanrı o can düşmanının dişlerini söktü!
-
آن که از پنجه بسی سرها بکوفت ** همچو خس جاروب مرگش هم بروفت
- Pençesiyle nice başlar ezen düşmanı, ölüm süpürgesi çerçöp gibi süpürdü, gitti” dedi.
-
جمع شدن نخجیران گرد خرگوش و ثنا گفتن او را
- Av hayvanlarının tavşanın etrafına toplanıp onu övmeleri
-
جمع گشتند آن زمان جمله وحوش ** شاد و خندان از طرب در ذوق و جوش
- O zaman, bütün hayvanlar, sevinçli bir halde gülüp oynayarak, onun yüzünü öptüler,
-
حلقه کردند او چو شمعی در میان ** سجده آوردند و گفتندش که هان
- Etrafına halka oldular. O, çırağ gibi ortalarındaydı. Bütün sahradakiler, ona secde ettiler.
-
تو فرشتهی آسمانی یا پری ** نی تو عزراییل شیران نری
- “Sen gökten inen bir melek misin, yoksa peri misin? Hayır, ne meleksin, ne peri! Sen, erkek aslanların Azrâilisin
-
هر چه هستی جان ما قربان تست ** دست بردی دست و بازویت درست 1360
- Ne olursan ol; canımız sana kurban olsun! Ona galip geldin, elin, kolun sağ olsun!
-
راند حق این آب را در جوی تو ** آفرین بر دست و بر بازوی تو
- Tanrı bu suyu, senin arkından akıttı; eline, koluna aferin!