-
آن که ملکش برتر از نوبت تنند ** برتر از هفت انجمش نوبت زنند 1370
- Saltanatı nöbetten üstün olan, ikbali ebedî bulunan nöbet davulunu yedi yıldızdan üstün bir yerde çalarlar.
-
برتر از نوبت ملوک باقیاند ** دور دایم روحها با ساقیاند
- Nöbetten üstün olanlar, bâki padişahlardır; onlar daima ruhlara sâkidir.
-
ترک این شرب ار بگویی یک دو روز ** در کنی اندر شراب خلد پوز
- Bir iki gün su içmeyi terk edersen ağzını ebediyet şarabına daldırır, o hakikat şarabını içersin
-
تفسیر رجعنا من الجهاد الاصغر الی الجهاد الاکبر
- “ Küçük muharebeden büyük muharebeye döndük “ sözünün tefsiri
-
ای شهان کشتیم ما خصم برون ** ماند خصمی زو بتر در اندرون
- Ey padişahlar! Dışarıdaki düşmanı öldürdük; içimizde ondan beter bir hasım var.
-
کشتن این کار عقل و هوش نیست ** شیر باطن سخرهی خرگوش نیست
- Bunu öldürmek, aklın fikrin işi değil. İçerideki aslan; öyle tavşan maskarası olmaz.
-
دوزخ است این نفس و دوزخ اژدهاست ** کاو به دریاها نگردد کم و کاست 1375
- Cehennem, bu nefistir; cehennem, bir ejderhadır ki harareti denizlerle eksilmez.
-
هفت دریا را در آشامد هنوز ** کم نگردد سوزش آن خلق سوز
- Yedi denizi içer de yine kocakarıya benzeyen nefsin harareti ve coşkunluğu azalmaz.
-
سنگها و کافران سنگ دل ** اندر آیند اندر او زار و خجل
- Taşlar, taş yürekli kâfirler; ağlayıp inleyerek mahcup bir halde cehenneme girerler.
-
هم نگردد ساکن از چندین غذا ** تا ز حق آید مر او را این ندا
- Hak’tan ona şu nida gelmedikçe bu kadar azaba da kanaat etmez:
-
سیر گشتی سیر گوید نی هنوز ** اینت آتش اینت تابش اینت سوز
- “Doydun mu” denir. O, kurt ve sırtlan gibi “Hayır, doymadım” der. İşte sana ateş, işte sana hararet!