-
در کمان ننهند الا تیر راست ** این کمان را باژگون کژ تیرهاست
- Yaya ancak doğru ok koyarlar. Bu yayın ters ve eğri okları da vardır.
-
راست شو چون تیر و واره از کمان ** کز کمان هر راست بجهد بیگمان 1385
- Ok gibi doğru ol da yaydan kurtul! Çünkü her doğru okun, yaydan fırlayacağına şüphe yok.
-
چون که واگشتم ز پیکار برون ** روی آوردم به پیکار درون
- Dış savaşından kurtulunca iç savaşına yüz tuttum.
-
قد رجعنا من جهاد الاصغریم ** با نبی اندر جهاد اکبریم
- Biz şimdi küçük muharebeden döndük; Peygamber’le beraber büyük muharebedeyiz.
-
قوت از حق خواهم و توفیق و لاف ** تا به سوزن بر کنم این کوه قاف
- Tanrı’dan denizleri yaran bir kuvvet isterim ki bu Kaf dağını iğne ile yerinden koparıp atayım.
-
سهل شیری دان که صفها بشکند ** شیر آن است آن که خود را بشکند
- Şunu bil ki safları bozup dağıtan aslanla savaşmak kolaydır, asıl aslan, nefsini mağlup edendir. “
-
آمدن رسول روم تا نزد عمر و دیدن او کرامات عمر را
- Rum Kayseri elçisinin, Emîrülmü’minin Ömer’e – Tanrı ondan razı olsun – gelip Ömer’in kerametini görmesi
-
تا عمر آمد ز قیصر یک رسول ** در مدینه از بیابان نغول 1390
- Rum Kayseri’den, Medine’de Ömer’e uzak çölleri aşarak bir elçi geldi.
-
گفت کو قصر خلیفه ای حشم ** تا من اسب و رخت را آن جا کشم
- Medine halkına “Halifenin köşkü nerededir ki atımı, eşyamı oraya çekeyim” dedi.
-
قوم گفتندش که او را قصر نیست ** مر عمر را قصر، جان روشنی است
- Halk, dedi ki: “Onun köşkü yok; Ömer’in köşkü, ancak aydın canıdır.
-
گر چه از میری و را آوازهای است ** همچو درویشان مر او را کازهای است
- Gerçi emir diye adı sanı duyulmuşsa da onun, yoksullar gibi ancak bir kulübeciği var.