-
و اندر آن شهر از قرابت کیستت ** خویشی و پیوستگی با چیستت
- O memlekette akrabandan kimler var? Kime yakınsınız; neye bağlısın?
-
دست بر نبضش نهاد و یک به یک ** باز میپرسید از جور فلک
- Elini kızın nabzına koyup birer birer felekten çektiği cevir ve meşakkati soruyordu.
-
چون کسی را خار در پایش جهد ** پای خود را بر سر زانو نهد 150
- Bir adamın ayağına diken batınca ayağını dizi üstüne kor.
-
وز سر سوزن همیجوید سرش ** ور نیابد میکند با لب ترش
- İğne ucu ile diken başını arar durur, bulamazsa orasını dudağı ile ıslatır.
-
خار در پا شد چنین دشوار یاب ** خار در دل چون بود واده جواب
- Ayağa batan dikeni bulmak, bu derece müşkül olursa, yüreğe batan diken nicedir? Cevabını sen ver!
-
خار در دل گر بدیدی هر خسی ** دست کی بودی غمان را بر کسی
- Her çer çöp (mesabesinde olan,) gönül dikenini göreydi gamlar, kederler; herkese el uzatabilir miydi?
-
کس به زیر دم خر خاری نهد ** خر نداند دفع آن بر میجهد
- Bir kişi, eşeğin kuyruğu altına diken kor. Eşek onu oradan çıkarmasını bilmez, boyuna çifte atar.
-
بر جهد و ان خار محکمتر زند ** عاقلی باید که خاری بر کند 155
- Zıplar, zıpladıkça da diken daha kuvvetli batar. Dikeni çıkarmak için akıllı bir adam lâzım.
-
خر ز بهر دفع خار از سوز و درد ** جفته میانداخت صد جا زخم کرد
- Eşek, dikeni çıkarabilmek için can acısı ile çifte atar durur ve yüz yerini daha yaralar.
-
آن حکیم خارچین استاد بود ** دست میزد جا به جا میآزمود
- O diken çıkaran hekim, üstattı. Halayığın her tarafına elini koyup muayene ediyordu.