-
ناطقی یا حرف بیند یا غرض ** کی شود یک دم محیط دو عرض
- Söz söyleyen kimse, ya harfleri görür yahut manayı. Bir anda her ikisini birden nasıl görebilir?
-
گر به معنی رفت شد غافل ز حرف ** پیش و پس یک دم نبیند هیچ طرف
- İnsan, konuşurken manayı düşünür, onu kastederse harflerden gafildir. Hiçbir göz, bir anda hem önünü, hem ardını göremez.
-
آن زمان که پیش بینی آن زمان ** تو پس خود کی ببینی این بدان 1485
- Şunu iyice bil! Önünü gördüğün zaman ardını nasıl görebilirsin?
-
چون محیط حرف و معنی نیست جان ** چون بود جان خالق این هر دوان
- Mademki can, harfi ve manayı bir anda ihata edemez, nasıl olur da hem işi yapar, hem o iş yapma kudretini yaratır?
-
حق محیط جمله آمد ای پسر ** وا ندارد کارش از کار دگر
- Ey oğul! Tanrı, her şeye muhittir. Bir işi yapması, o anda diğer bir işi yapmasına mâni olamaz.
-
گفت شیطان که بما أغویتنی ** کرد فعل خود نهان دیو دنی
- Şeytan, “Bima ağveytenî ” dedi; o alçak ifrit, kendi fi’lini gizledi.
-
گفت آدم که ظلمنا نفسنا ** او ز فعل حق نبد غافل چو ما
- Âdem ise “Zalemna enfüsena” dedi; bizim gibi Hakk’ın fiilinden gafil değildi;
-
در گنه او از ادب پنهانش کرد ** ز آن گنه بر خود زدن او بر بخورد 1490
- Günah ettiği halde edebe riayet ederek Tanrı’ya isnat etmedi. Tanrı’nın halk ettiğini gizledi. O suçu kendine atfettiğinden ihsana nail oldu.
-
بعد توبه گفتش ای آدم نه من ** آفریدم در تو آن جرم و محن
- Âdem, tövbe ettikten sonra Tanrı, “Ey Âdem! O suçu, o mihnetleri, sen de ben yaratmadım mı?”
-
نه که تقدیر و قضای من بد آن ** چون به وقت عذر کردی آن نهان
- O benim takdirim, benim kazam değil miydi; özür getirirken niye onu gizledin?” dedi.