-
عاشق کل است و خود کل است او ** عاشق خویش است و عشق خویش جو
- Güle âşık, hâlbuki esasen kendisi gül, kendisine âşık, kendi aşkını aramakta!”
-
صفت اجنحهی طیور عقول الهی
- İlâhî akıl kuşlarının kanatlarının evsafı
-
قصهی طوطی جان زین سان بود ** کو کسی کو محرم مرغان بود 1575
- Can dudusunun hikâyesi de bu çeşittir. Fakat nerede kuşlara mahrem olan kişi?
-
کو یکی مرغی ضعیفی بیگناه ** و اندرون او سلیمان با سپاه
- Nerede zayıf ve suçsuz bir kuş ki onun içine Süleyman, askeriyle ordu kurmuş olsun!
-
چون بنالد زار بیشکر و گله ** افتد اندر هفت گردون غلغله
- Şükür yahut şikâyetle feryat edince yere, göğe zelzeleler düşsün!
-
هر دمش صد نامه صد پیک از خدا ** یا ربی زو شصت لبیک از خدا
- Her demde ona Tanrı’dan yüz mektup, yüz haberci erişsin; o bir kere “Ya Rabbi” deyince Hak’tan altmış kere “Lebbeyk” sesi gelsin!
-
زلت او به ز طاعت نزد حق ** پیش کفرش جمله ایمانها خلق
- Hatası, Tanrı indinde ibadetten daha iyi olsun; küfrüne nispetle bütün halkın imanı değersiz kalsın!
-
هر دمی او را یکی معراج خاص ** بر سر تاجش نهد صد تاج خاص 1580
- Öyle kişiye her nefeste hususi miraç vardır. Tanrı, onun tacının üstüne yüzlerce hususi taç koyar.
-
صورتش بر خاک و جان بر لامکان ** لامکانی فوق وهم سالکان
- Cismi topraktadır, Canı Lâmekân Âleminde, O Lâmekân Âlemi, saliklerin vehimlerinden üstündür. (vehimlere sığmaz.)
-
لامکانی نه که در فهم آیدت ** هر دمی در وی خیالی زایدت
- O Lâmekân Âlemi, vehmine gelen bir âlem olmadığı gibi hayaline de doğmaz. (ne idrak edebilirsin, ne tahayyül !)
-
بل مکان و لامکان در حکم او ** همچو در حکم بهشتی چارجو
- Cennetteki ırmak, nasıl cennettekilerin hükmüne tâbi ise mekân âlemiyle Lâmekân Âlemi de, o âlemin hükmüne tâbidir.