-
نکته ای کان جست ناگه از زبان ** همچو تیری دان که جست آن از کمان
- Ağızdan bir kere çıkan söz, bil ki yaydan fırlayan ok gibidir.
-
وانگردد از ره آن تیر ای پسر ** بند باید کرد سیلی را ز سر
- Oğul, o ok gittiği yerden geri dönmez, seli baştan bağlamak gerek.
-
چون گذشت از سر جهانی را گرفت ** گر جهان ویران کند نبود شگفت 1660
- Sel önce bir kere coşup da etrafı kapladıktan sonra dünyayı harap etse şaşılmaz.
-
فعل را در غیب اثرها زادنی است ** و آن موالیدش به حکم خلق نیست
- Yapılan işin Gayb Âleminde eserleri doğar, o meydana gelen eserler, halkın hükmüne tâbi değildir.
-
بیشریکی جمله مخلوق خداست ** آن موالید ار چه نسبتشان به ماست
- Onların bize nispeti varsa da hepsi, ancak tek Tanrı tarafından yaratılmıştır.
-
زید پرانید تیری سوی عمر ** عمر را بگرفت تیرش همچو نمر
- Meselâ Amr’e Zeyd bir ok atar; o ok, Amr’i kaplan gibi yaralar.
-
مدت سالی همیزایید درد ** دردها را آفریند حق نه مرد
- Yara, bir yıl kadar Amr’ın vücudunda ağrılar, sızılar meydana getirir. O dertleri, Hak yaratmıştır, insan değil.
-
زید رامی آن دم ار مرد از وجل ** دردها میزاید آن جا تا اجل 1665
- Oka hedef olan Amr, o anda korkudan ölürse, yahut ölümüme kadar bedeninde yaralar, bereler vücuda gelir de,
-
ز آن موالید وجع چون مرد او ** زید را ز اول سبب قتال گو
- O ağrılardan, o illetlerden ölürse Zeyd’e; ilk sebepten, ok attığından dolayı katil de!
-
آن وجعها را بدو منسوب دار ** گر چه هست آن جمله صنع کردگار
- Hepsi, Tanrı’nın icadı ise de o ağrıları Zeyd’e nispet et!