English    Türkçe    فارسی   

1
1670-1679

  • بسته درهای موالید از سبب ** چون پشیمان شد ولی ز آن دست رب‌‌ 1670
  • Tanrı velisi, pişman olursa sebeplere eserlerin kapılarını kapar (fiilleri neticesiz bırakır). Fakat bunu, Tanrı eliyle yapar.
  • گفته ناگفته کند از فتح باب ** تا از آن نه سیخ سوزد نه کباب‌‌
  • Tanrı kudretiyle; söylenmiş bir sözü söylenmemiş hale getirir. Bir halde ki ne şiş yanar ne kebap!
  • از همه دلها که آن نکته شنید ** آن سخن را کرد محو و ناپدید
  • Bütün kalplerdeki nükteleri işitir, gönüllerden o sözü yok eder.
  • گرت برهان باید و حجت مها ** باز خوان من آية أو ننسها
  • Ey ulu kişi! Sana delil ve huccet gerekse “Min âyetin ey nünsiha” ayetini oku.
  • آیت أنسوکم ذکری بخوان ** قدرت نسیان نهادنشان بدان‌‌
  • “Ensevküm zikrî ” ayetini de oku velilerin kalplere nisyan koyma kudretini anla!
  • چون به تذکیر و به نسیان قادراند ** بر همه دلهای خلقان قاهراند 1675
  • Velîler, hatırlatma ve unutturmaya kadirdirler; şu halde herkesin gönlüne hâkimdirler.
  • چون به نسیان بست او راه نظر ** کار نتوان کرد ور باشد هنر
  • Velî, unutturma kudretiyle bir kişinin istidlâl yolunu bağladı mı, o adamın hüneri bile olsa bir iş yapamaz.
  • خلتم سخریه اهل السمو ** از نبی خوانید تا أنسوکم‌‌
  • Siz, yüce kişileri alaya aldınız, bundan bir şey çıkmaz sandınız ama Kur’an’da “Ensevküm” ayetini bir okuyun!
  • صاحب ده پادشاه جسمهاست ** صاحب دل شاه دلهای شماست‌‌
  • Şehir ve köye sahip olan, cisimlerin padişahıdır. Gönül sahibi ise gönüllerinizin sultanıdır.
  • فرع دید آمد عمل بی‌‌هیچ شک ** پس نباشد مردم الا مردمک‌‌
  • Hiç şüphe yok ki işler, görüşlerin fer’idir. Şu halde insan, ancak göz bebeğinden ibarettir.