-
گفته ناگفته کند از فتح باب ** تا از آن نه سیخ سوزد نه کباب
- Tanrı kudretiyle; söylenmiş bir sözü söylenmemiş hale getirir. Bir halde ki ne şiş yanar ne kebap!
-
از همه دلها که آن نکته شنید ** آن سخن را کرد محو و ناپدید
- Bütün kalplerdeki nükteleri işitir, gönüllerden o sözü yok eder.
-
گرت برهان باید و حجت مها ** باز خوان من آية أو ننسها
- Ey ulu kişi! Sana delil ve huccet gerekse “Min âyetin ey nünsiha” ayetini oku.
-
آیت أنسوکم ذکری بخوان ** قدرت نسیان نهادنشان بدان
- “Ensevküm zikrî ” ayetini de oku velilerin kalplere nisyan koyma kudretini anla!
-
چون به تذکیر و به نسیان قادراند ** بر همه دلهای خلقان قاهراند 1675
- Velîler, hatırlatma ve unutturmaya kadirdirler; şu halde herkesin gönlüne hâkimdirler.
-
چون به نسیان بست او راه نظر ** کار نتوان کرد ور باشد هنر
- Velî, unutturma kudretiyle bir kişinin istidlâl yolunu bağladı mı, o adamın hüneri bile olsa bir iş yapamaz.
-
خلتم سخریه اهل السمو ** از نبی خوانید تا أنسوکم
- Siz, yüce kişileri alaya aldınız, bundan bir şey çıkmaz sandınız ama Kur’an’da “Ensevküm” ayetini bir okuyun!
-
صاحب ده پادشاه جسمهاست ** صاحب دل شاه دلهای شماست
- Şehir ve köye sahip olan, cisimlerin padişahıdır. Gönül sahibi ise gönüllerinizin sultanıdır.
-
فرع دید آمد عمل بیهیچ شک ** پس نباشد مردم الا مردمک
- Hiç şüphe yok ki işler, görüşlerin fer’idir. Şu halde insan, ancak göz bebeğinden ibarettir.
-
من تمام این نیارم گفت از آن ** منع میآید ز صاحب مرکزان 1680
- Ben bunu, tamamı ile söyleyemiyorum, çünkü merkez sahipleri (Peygamberler) men ediyorlar.