-
صاحب ده پادشاه جسمهاست ** صاحب دل شاه دلهای شماست
- Şehir ve köye sahip olan, cisimlerin padişahıdır. Gönül sahibi ise gönüllerinizin sultanıdır.
-
فرع دید آمد عمل بیهیچ شک ** پس نباشد مردم الا مردمک
- Hiç şüphe yok ki işler, görüşlerin fer’idir. Şu halde insan, ancak göz bebeğinden ibarettir.
-
من تمام این نیارم گفت از آن ** منع میآید ز صاحب مرکزان 1680
- Ben bunu, tamamı ile söyleyemiyorum, çünkü merkez sahipleri (Peygamberler) men ediyorlar.
-
چون فراموشی خلق و یادشان ** با وی است و او رسد فریادشان
- Mademki halkı unutması ve hatırlaması onun elindedir, imdatlarına da o, erişir.
-
صد هزاران نیک و بد را آن بهی ** میکند هر شب ز دلهاشان تهی
- O güzel huylarla huylanmış olan zat, her gece gönüllerden yüz binlerce iyi ve kötü hâtırayı giderir;
-
روز دلها را از آن پر میکند ** آن صدفها را پر از در میکند
- Gündüzün gönülleri, yine o hâtıralarla doldurmakta; o sedefleri, incilerle dopdolu bir hale getirmektedir.
-
آن همه اندیشهی پیشانها ** میشناسند از هدایت جانها
- Evvelki düşüncelerin hepsi, Tanrı’nın hidayetiyle sahiplerini tanırlar.
-
پیشه و فرهنگ تو آید به تو ** تا در اسباب بگشاید به تو 1685
- Uyanınca, sanat ve hünerin, sebepler kapısını açmak üzere yine sana gelir.
-
پیشه زرگر به آهنگر نشد ** خوی این خوش خو به آن منکر نشد
- Kuyumcunun hüneri demirciye gitmez, bu güzel huylunun huyu, öteki kötüye mal olmaz.
-
پیشهها و خلقها همچون جهیز ** سوی خصم آیند روز رستخیز
- Hünerler ve huylar, kıyamet günü, çeyiz gibi sahibine döner.