-
من تمام این نیارم گفت از آن ** منع میآید ز صاحب مرکزان 1680
- Ben bunu, tamamı ile söyleyemiyorum, çünkü merkez sahipleri (Peygamberler) men ediyorlar.
-
چون فراموشی خلق و یادشان ** با وی است و او رسد فریادشان
- Mademki halkı unutması ve hatırlaması onun elindedir, imdatlarına da o, erişir.
-
صد هزاران نیک و بد را آن بهی ** میکند هر شب ز دلهاشان تهی
- O güzel huylarla huylanmış olan zat, her gece gönüllerden yüz binlerce iyi ve kötü hâtırayı giderir;
-
روز دلها را از آن پر میکند ** آن صدفها را پر از در میکند
- Gündüzün gönülleri, yine o hâtıralarla doldurmakta; o sedefleri, incilerle dopdolu bir hale getirmektedir.
-
آن همه اندیشهی پیشانها ** میشناسند از هدایت جانها
- Evvelki düşüncelerin hepsi, Tanrı’nın hidayetiyle sahiplerini tanırlar.
-
پیشه و فرهنگ تو آید به تو ** تا در اسباب بگشاید به تو 1685
- Uyanınca, sanat ve hünerin, sebepler kapısını açmak üzere yine sana gelir.
-
پیشه زرگر به آهنگر نشد ** خوی این خوش خو به آن منکر نشد
- Kuyumcunun hüneri demirciye gitmez, bu güzel huylunun huyu, öteki kötüye mal olmaz.
-
پیشهها و خلقها همچون جهیز ** سوی خصم آیند روز رستخیز
- Hünerler ve huylar, kıyamet günü, çeyiz gibi sahibine döner.
-
پیشهها و خلقها از بعد خواب ** واپس آید هم به خصم خود شتاب
- Sanatlar ve tabiatlar, sabah uyandıktan sonra, koşa koşa onun yanına gelirler. (T.M. 1686)
-
پیشهها و اندیشهها در وقت صبح ** هم بدانجا شد که بود آن حسن و قبح
- Güzel olsun, çirkin olsun... Bütün huylar ve hünerler, sabah çağında sahiplerine gelir;