English    Türkçe    فارسی   

1
1716-1725

  • هر چه روزی داد و ناداد آیدم ** او ز اول گفته تا یاد آیدم‌‌
  • Rızkını vereyim, vermeyeyim... Benim enisimdi. İlk söylenen sözlerden onu hatırlarım benimle ezelî bir âşinadır.
  • طوطیی کاید ز وحی آواز او ** پیش از آغاز وجود آغاز او
  • O öyle bir duduydu ki sesi, vahiden gelirdi; varlığı varlık meydana gelmeden önceydi.
  • اندرون تست آن طوطی نهان ** عکس او را دیده تو بر این و آن‌‌
  • O dudu, senin içinde gizlidir. Sen, şunda bunda onun aksini görmüşsün.
  • می‌‌برد شادیت را تو شاد از او ** می‌‌پذیری ظلم را چون داد از او
  • O, kuş senin neşeni alır, fakat yine sen ondan neşelenirsin. Onun yaptığı zulmü, adalet gibi kabul edersin.
  • ای که جان را بهر تن می‌‌سوختی ** سوختی جان را و تن افروختی‌‌ 1720
  • Ey ten uğruna canını yakıp duran! Canını yaktın, tenini aydınlattın.
  • سوختم من سوخته خواهد کسی ** تا ز من آتش زند اندر خسی‌‌
  • Ben yandım, kavını tutuşturmak isteyen bana gelsin, benden tutuştursun da çerçöpü alevlensin, yaksın!
  • سوخته چون قابل آتش بود ** سوخته بستان که آتش کش بود
  • Kav, ateş alma kabiliyetindendir, şu halde ateşi cezbeden kavı al!
  • ای دریغا ای دریغا ای دریغ ** کانچنان ماهی نهان شد زیر میغ‌‌
  • Vah vah vah; yazıklar olsun... öyle bir ay bulut altına girdi!
  • چون زنم دم کاتش دل تیز شد ** شیر هجر آشفته و خون ریز شد
  • Nasıl bahsedeyim? Gönül ateşi şiddetle alevlendi; ayrılık aslanı çıldırdı, kan döker bir hale geldi.
  • آن که او هوشیار خود تند است و مست ** چون بود چون او قدح گیرد به دست‌‌ 1725
  • Ayıkken bile titiz ve sarhoş olan, kadehi ele alınca nasıl olur?