-
از غم و شادی نباشد جوش ما ** با خیال و وهم نبود هوش ما
- Bizim coşkunluğumuz gamdan neşeden değildir; aklımız irfanımız, hayal ve vehimden meydana gelmemiştir.
-
حالتی دیگر بود کان نادر است ** تو مشو منکر که حق بس قادر است
- Nadir bulunur bir halettendir; inkâr etme ki Hakk’ın kudreti pek büyüktür.
-
تو قیاس از حالت انسان مکن ** منزل اندر جور و در احسان مکن 1805
- Sen bu hali insanların ahvaline kıyas etme, cevir ve ihsan menzilinde kalma!
-
جور و احسان رنج و شادی حادث است ** حادثان میرند و حقشان وارث است
- Cevir, ihsan, mihnet ve neşe, gelip geçicidir. Gelip geçenlerse ölürler; Hak onlara vâristir.
-
صبح شد ای صبح را پشت و پناه ** عذر مخدومی حسام الدین بخواه
- Sabah oldu, ey sabahın penahı Tanrı! (Ben özür serd edemiyorum), bize hizmet eden Hüsâmettin’den sen özür dile!
-
عذر خواه عقل کل و جان تویی ** جان جان و تابش مرجان تویی
- Aklı-ı Küll’ün ve canın özür dileyeni sensin; canların canı, mercanın parıltısı sensin.
-
تافت نور صبح و ما از نور تو ** در صبوحی با می منصور تو
- Sabahın nuru parladı, biz de bu sabah çağında senin Mansur şarabını içmekteyiz.
-
دادهی تو چون چنین دارد مرا ** باده که بود کاو طرب آرد مرا 1810
- Senin feyzin bizi böyle mest ettikçe şarap ne oluyor ki bize neşe versin!
-
باده در جوشش گدای جوش ماست ** چرخ در گردش گدای هوش ماست
- Şarap, coşkunlukla bizim yoksulumuzdur; felek; dönüşte aklımızın fakiridir.
-
باده از ما مست شد نی ما از او ** قالب از ما هست شد نی ما از او
- Şarap bizden sarhoş oldu, biz ondan değil... Beden bizden var oldu, biz ondan değil!