-
گر در آید در عدم یا صد عدم ** چون بخوانیش او کند از سر قدم
- Yok olsa yahut yokluğun yüz kat dibine girse bile sen onu çağırınca başını ayak yapıp koşar.
-
صد هزاران ضد ضد را میکشد ** بازشان حکم تو بیرون میکشد
- Yüzbinlerce zıt, zıddını mahveder; sonra senin emrin yine onları varlık âlemine getirir.
-
از عدمها سوی هستی هر زمان ** هست یا رب کاروان در کاروان
- Aman ya Rabbi! Her an yokluk âleminden varlık âlemine katar katar yüz binlerce kervan gelip durmakta!
-
خاصه هر شب جمله افکار و عقول ** نیست گردد غرق در بحر نغول 1890
- Hele her gece, bütün ruhlar, bütün akıllar, o uçsuz bucaksız derin denizde batar, yok olurlar.
-
باز وقت صبح آن اللهیان ** بر زنند از بحر سر چون ماهیان
- Yine sabah vakti, o Tanrı’ya mensup ruhlar ve akıllar, balıklar gibi denizden baş çıkarırlar.
-
در خزان آن صد هزاران شاخ و برگ ** از هزیمت رفته در دریای مرگ
- Güz mevsiminde o yüz binlerce dallar, yapraklar; bozguna uğrayıp ölüm denizine giderler.
-
زاغ پوشیده سیه چون نوحهگر ** در گلستان نوحه کرده بر خضر
- Kara kuzgun; yaslılar gibi siyahlar giyinerek bağlarda, yeşilliklerin matemini tutar.
-
باز فرمان آید از سالار ده ** مر عدم را کانچه خوردی باز ده
- Varlık köyünün sahibinden, yokluğa, “Yediklerini geri ver” diye tekrar ferman çıkar.
-
آن چه خوردی واده ای مرگ سیاه ** از نبات و دارو و برگ و گیاه 1895
- “Ey kara ölüm; nebattan, ilâç olacak otlardan, köklerden, yapraklardan ne yedinse geri ver!” (diye emredilir)
-
ای برادر عقل یک دم با خود آر ** دم به دم در تو خزان است و بهار
- Kardeş, bir an için aklını başına al! Sende de her an hazan ve bahar var.