خواه از نور پسین بستان تو آن ** هیچ فرقی نیست خواه از شمعدان
İstersen o nuru, son çırağdan al, istersen ilk çırağdan hiç fark yok.
خواه بین نور از چراغ آخرین ** خواه بین نورش ز شمع غابرین1950
Nuru, dilersen son gelenlerin mumundan gör, dilersen geçmişlerin mumundan.
در بیان این حدیث که إن لربکم فی أیام دهرکم نفحات ألا فتعرضوا لها
“ Zamanınızdaki günlerde Rabbinizin güzel kokuları vardır. Kendinize gelin; o güzel kokuları almaya çalışın “ hadisinin tefsiri
گفت پیغمبر که نفحتهای حق ** اندر این ایام میآرد سبق
Peygamber, “Hakkın güzel ve temiz kokuları, bu günlerde esecek,
گوش و هش دارید این اوقات را ** در ربایید این چنین نفحات را
O vakitlere kulak verin, aklınız o vakitlerde olsun ki, bu çeşit güzel kokuları alasınız, bu fırsatı kaçırmayınız dedi.
نفحه آمد مر شما را دید و رفت ** هر که را که خواست جان بخشید و رفت
Güzel koku geldi, sizin haberiniz yokken esip, esip gitti... Dilediğine can bağışlayıp geçti.
نفحهی دیگر رسید آگاه باش ** تا از این هم وانمانی خواجهتاش
Başka bir koku daha erişti; uyanık ol ey arkadaş, uyanık ol ki bundan da mahrum kalmayasın.
جان ناری یافت از وی انطفا ** مرده پوشید از بقای او قبا1955
Ateş meşrepli olan can, ondan ateş söndürme kabiliyetini kazandı. Hoş olmayan can, onun lûtfu ile hoş bir hale geldi.
تازگی و جنبش طوبی است این ** همچو جنبشهای حیوان نیست این
Bu tazelik, Tûbâ ağacının tazeliği; bu hareket, Tûbâ ağacının hareketidir. Halkın hareketlerine benzemez.
گر در افتد در زمین و آسمان ** زهرههاشان آب گردد در زمان
Eğer bu ebedî nefha, yere göğe nazil olsa… yer ehliyle gök ehlinin ödleri su kesilirdi.
خود ز بیم این دم بیمنتها ** باز خوان فأبين أن یحملنها
Esasen bu nihayeti olmayan nefhanın korkusundan, gökler, yeryüzü ve dağlar o emaneti yüklenmekten çekindiler. “Feebeyne en yahmilnehâ” ayetini oku da gör.