English    Türkçe    فارسی   

1
20-29

  • گر بریزی بحر را در کوزه‌‌ای ** چند گنجد قسمت یک روزه‌‌ای‌‌ 20
  • Denizi bir testiye dökersen ne alır? Bir günün kısmetini…
  • کوزه‌‌ی چشم حریصان پر نشد ** تا صدف قانع نشد پر در نشد
  • Harislerin göz testisi dolmadı. Sedef, kanaatkâr olduğundan inci ile doldu.
  • هر که را جامه ز عشقی چاک شد ** او ز حرص و عیب کلی پاک شد
  • Bir aşk yüzünden elbisesi yırtılan, hırstan, ayıptan adamakıllı temizlendi.
  • شاد باش ای عشق خوش سودای ما ** ای طبیب جمله علتهای ما
  • Ey bizim sevdası güzel aşkımız; şad ol; ey bütün hastalıklarımızın hekimi;
  • ای دوای نخوت و ناموس ما ** ای تو افلاطون و جالینوس ما
  • Ey bizim kibir ve azametimizin ilâcı, ey bizim Eflâtun’umuz! Ey bizim Calinus’umuz!
  • جسم خاک از عشق بر افلاک شد ** کوه در رقص آمد و چالاک شد 25
  • Toprak beden, aşktan göklere çıktı; dağ oynamaya başladı, çevikleşti.
  • عشق جان طور آمد عاشقا ** طور مست و خر موسی صاعقا
  • Ey âşık! Aşk; Tûr’un canı oldu. Tûr sarhoş, Mûsa da düşüp bayılmış!
  • با لب دمساز خود گر جفتمی ** همچو نی من گفتنیها گفتمی‌‌
  • Zamanımı beraber geçirdiğim arkadaşımın dudağına eş olsaydım (sırlarına tahammül edecek bir hemdem bulsaydım) ney gibi ben de söylenecek şeyleri söylerdim.
  • هر که او از هم زبانی شد جدا ** بی‌‌زبان شد گر چه دارد صد نوا
  • Dildeşinden ayrı düşen, yüz türlü nağmesi olsa bile dilsizdir.
  • چون که گل رفت و گلستان در گذشت ** نشنوی ز ان پس ز بلبل سر گذشت‌‌
  • Gül solup mevsim geçince artık bülbülden maceralar işitemezsin.