-
ز آن که با جان شما آن میکند ** کان بهاران با درختان میکند
- Çünkü bahar rüzgârı, ağaçlara nasıl tesir ederse sizin hayatınıza da öyle tesir eder.
-
لیک بگریزید از سرد خزان ** کان کند کاو کرد با باغ و رزان
- Fakat güz serinliğinden kaçının. Çünkü o, bağa ve çubuklara ne yaparsa sizin vücudunuza da onu yapar “dedi.
-
راویان این را به ظاهر بردهاند ** هم بر آن صورت قناعت کردهاند
- Bu hadisi rivayet edenler, zahirî manasını vermişler ve yalnız zahirî manasıyla kanaat etmişlerdir.
-
بیخبر بودند از جان آن گروه ** کوه را دیده ندیده کان بکوه 2050
- Onların halden haberleri yoktur. Dağı görmüşler de dağdaki madeni görmemişlerdir.
-
آن خزان نزد خدا نفس و هواست ** عقل و جان عین بهار است و بقاست
- Tanrı’ya göre güz, nefis ve hevadır. Akılla cansa baharın ve ebedîliğin ta kendisidir.
-
مر ترا عقل است جزوی در نهان ** کامل العقلی بجو اندر جهان
- Eğer senin gizli ve cüzi bir aklın varsa cihanda bir kâmil akıl sahibini ara!
-
جزو تو از کل او کلی شود ** عقل کل بر نفس چون غلی شود
- Senin cüzi aklın, onun külli aklı yüzünden külli olur. Çünkü Akl-ı kül, nefse zincir gibidir.
-
پس به تاویل این بود کانفاس پاک ** چون بهار است و حیات برگ و تاک
- Binaenaleyh hadisin manası teville şöyle olur: Pak nefesler bahar gibidir, yaprakların ve filizlerin hayatıdır.
-
از حدیث اولیا نرم و درشت ** تن مپوشان ز آن که دینت راست پشت 2055
- Velîlerin sözlerinden, yumuşak olsun, sert olsun, vücudunu örtme çünkü o sözler, dininin zahirîdir.
-
گرم گوید سرد گوید خوش بگیر ** تا ز گرم و سرد بجهی وز سعیر
- Sıcak da söylese, soğuk da söylese, hoş gör ki sıcaktan, soğuktan ( hayatın hâdiselerinden) ve cehennem azabından kurtulasın.