همچنان کز بیم آدم دیو و دد ** در جزایر در رمیدند از حسد
Şeytanlarla canavarlar, nasıl insan korkusundan ve hasetlerinden ürküp adalara, ıssız yerlere kaçtılarsa,
هم ز بیم معجزات انبیا ** سر کشیده منکران زیر گیا
Münkirler de Peygamberlerin mucizelerinden korkup başlarını otların içlerine sokmuşlar.
تا به ناموس مسلمانی زیاند ** در تسلس تا ندانی که کیاند
Bu suretle müslümanlık ediyle anılarak yaşamak, kim olduklarını, ne inanışta bulunduklarını sana bildirmemek istemişlerdir.
همچو قلابان بر آن نقد تباه ** نقره میمالند و نام پادشاه
Kalpazanlar, kalp paraya nasıl gümüş sürerler ve üstüne padişahın adını kazırlarsa,
ظاهر الفاظشان توحید و شرع ** باطن آن همچو در نان تخم صرع2150
Onları sözlerinin dış yüzü de tevhit ve şeriattir; fakat iç yüzü, ekmekteki delice tohumuna benzer.
فلسفی را زهره نی تا دم زند ** دم زند دین حقش بر هم زند
Felsefecinin, dini inkâra, yahut din ehliyle mübahaseye kudreti yoktur. Böyle bir şeye girişirse Hak din, onu mahveder.
دست و پای او جماد و جان او ** هر چه گوید آن دو در فرمان او
Onun eli, ayağı cansızdır. Canı ne derse ikisi de fermanına uyar, dediğini yapar.
با زبان گر چه که تهمت مینهند ** دست و پاهاشان گواهی میدهند
Felsefeciler, dilleriyle cansız şeylerin hareketini, seslenmesini inkâr ederlerse de elleriyle ayakları, bunun imkânına şehadet edip durur.
اظهار معجزهی پیغامبر علیه السلام به سخن آمدن سنگ ریزه در دست ابو جهل و گواهی دادن سنگ ریزه بر حقیقت محمد علیه الصلاة و السلام
Peygamber Aleyhisselâm’ın mucizesi, Ebucehil Aleyhillâne’nin elinde taş parçalarının dile gelerek Muhammed Sallâllahu Aleyhi Vesellem’in doğruluğuna şehadet etmeleri
سنگها اندر کف بو جهل بود ** گفت ای احمد بگو این چیست زود
Ebucehl’in elinde taş parçaları vardı. Dedi ki: “Ey Ahmed, şu avucumdaki nedir? Çabuk söyle!
گر رسولی چیست در مشتم نهان ** چون خبر داری ز راز آسمان2155
Mademki göklerin sırlarına vâkıfsın, peygambersen avucumda ne saklı?”