-
گریه چون از حد گذشت و های های ** زو که بیگریه بد او خود دل ربای
- Ağlaması bile yüzünün güzelliğiyle gönülleri cezbeden o güzelin, hüngür hüngür ağlaması haddinden aşınca.
-
شد از آن باران یکی برقی پدید ** زد شراری در دل مرد وحید 2420
- O gözyaşı yağmurundan bir yıldırım zuhur etti, o naziri bulunmayan erin gönlüne bir kıvılcım sıçradı.
-
آن که بندهی روی خوبش بود مرد ** چون بود چون بندگی آغاز کرد
- Adamın, güzel yüzüne kul olduğu dilber, kulluğa başlarsa hal ne olur, insan ne hale gelir?
-
آن که از کبرش دلت لرزان بود ** چون شوی چون پیش تو گریان شود
- Azametinden yüreğini oynatan, kibirinden seni tir tir titreten sevgili, gözünün önünde ağlamaya başlarsa ne hale girersin?
-
آن که از نازش دل و جان خون بود ** چون که آید در نیاز او چون بود
- Naz ve istiğnası ile can ve gönülleri kan haline getiren güzel, niyaza girişirse hal ne olur?
-
آن که در جور و جفایش دام ماست ** عذر ما چه بود چو او در عذر خاست
- Cevrü cefası, bize tuzak olan dilber, özür dilemeye kalkışırsa biz ne mazeret bulabilir, ne söyleyebiliriz?
-
زين للناس حق آراسته ست ** ز آن چه حق آراست چون دانند جست 2425
- Züyyine linnâs, hükmünce Tanrı’nın insanlar için bezediği şeylerden halk, nasıl kurtulabilir?
-
چون پی یسکن الیهاش آفرید ** کی تواند آدم از حوا برید
- Tanrı; kadını erkeklere munis olmak üzere yarattı. Âdem nasıl olurda Havva’dan ayrılabilir?
-
رستم زال ار بود وز حمزه بیش ** هست در فرمان اسیر زال خویش
- Kişi yiğitlikte Zâloğlu Rüstem bile olsa Hamza’dan bile ileri geçse yine hükmetme hususunda karısının esiridir.
-
آن که عالم مست گفتش آمدی ** کلمینی یا حمیراء میزدی
- Âdem sözlerinden âlemin sarhoş olduğu Muhammed bile “Kellimîni ya Humeyrâ” derdi.